﴿ اَلْحَسِيبُ ﴾

HASÎB

Yüce Allah şöyle buyurur: “Hesap görücü olarak Allah yeter. [1]

Tefsir kaynaklarında bu ismin birçok anlamı zikredilmektedir. Bunları özetle şöyle belirtebiliriz:

1- el-Halîmî der ki: “Hasîb, parçaları bütünüyle bilen, kulların hesapla ben­zerlerini bildiği ölçüleri hesap etmeden bilendir. Hesap edenler, parçaları tümden değil azar azar bilirler. Hesap bittikten sonra tümünü bilebilirler. Oysa Allah böyle değildir. O’nun ilmi, olacak bir şeye bağlı olarak durakla­maz. Dilediği şey, o anda gerçekleşir. Hasîb’in, yeter, yeten, kâfî gelen anla­mında kullanıldığı da söylenmiştir. Araplar, Hasîb’i bu anlamda kullan­mışlar­dır.[2]

2- Hasîb, şerefli, onurlu, şeref ve onur özelliklerine sahip olan anla­mında­dır. Bu anlama göre, Hasîb, bütün üstün niteliklere sahip olan, hiçbir eksiği ve kusuru olmayan sadece Yüce Allah’tır.

3- Hasîb, kıyamet günü kullarını hesaba çekecek ve sorgulayacak olan­dır. Her iyilik O’ndan umulur, şerrinden emin olunmaz.

4- O, kendi kereminden fazlasıyla verendir. Rahmeti ile belâ ve musibet­leri def edendir. İhtiyaçlar için kendisine dua edildiğinde ihtiyaçları karşıla­yan­dır. Herhangi bir konuda hüküm verdiğinde onu geçerli kılan ve uygula­yan­dır.[3]

5- Hasîb, hesaba çeken, şahit olan, gözetleyen Yüce Allah’tır.[4]

6- Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Ey Peygamber, sana ve seni izleyen mü’minlere Allah yeter. [5] Allah’ın kuluna yetmesi ve kâfî gelmesi, kulun açık ve gizli hâllerde Peygamberi takip ve Allah’a kulluk etme dere­cesine göre­dir. [6]


 

[1]     Nisa, 6.

[2]     Beyhakî, a.g.e., s.  47.

[3]     Râzî, a.g.e, s. 260.

[4]     İbn Kesir, Tefsir, 2/155.

[5]     Enfal, 64.

[6]     “Haku’l-vâdihü’l-mübîn”, s. 78; el-Harrâs “Şerhu’n-nûniyye”, 2/103.