Bu İsmi Bilmenin Faydaları

1- Her sorumlu kul, Allah’ın çabuk hesap gördüğünü, bütün muhasebe­nin ve hesapların O’nun yanında olduğunu bilmelidir. O, bütün kullarını he­saba çekecek ve iyi ya da kötü yaptıklarının karşılığını verecektir. Hz. Ömer’in şöyle söylediği rivayet edilmiştir: “Hesaba çekilmeden önce sizler nefislerinizi hesaba çekin. Amelleriniz tartılmadan önce sizler amellerinizi tartın ve Yüce Al­lah’ın buyurduğu o büyük arz gününe hazırlanın.”Siz o gün arz olunursu­nuz; sizden yana hiçbir gizli (şey), gizli kalmaz. [1]

Günahların acısını hisseden, gaybı bilenin kendilerini hesaba çekeceğini ve bütün ayıplarını sayıp kaydettiğini kesin bilgiyle bilen kalp ehli kimseler, he­nüz dünyada iken amel tartılarını kurar ve kendilerini hesaba çekerler. İşledik­leri hataları ortaya koyar, sonra da ortağından düşmanlıkla ayrılan bir ortak gibi kendilerini sıkı bir şekilde hesaptan geçirirler. Böyle bir ortak, sev­diği bir şeyi diğeri için terk etmeye razı olur mu? Susuzluk anında ona kendi suyundan bir yudum su verir mi? İşte böyle sıkı hesap nedeniyle bu kimsele­rin günahları, Hafîf bir esintinin bile düşürdüğü kuru ağaç yaprakları gibi sayfala­rından dökülür. Hesap gününde hesap vermek üzere geldiklerinde amel sayfa­ları tertemiz bir şekilde parlar. Harfler ve mânalar sayfayı aydınla­tır. Çünkü daha önce sıkı bir denetimden ve ince bir hesaptan geçmiştir. Bu yüzden hesapları, sorgulanmak için değil; sadece Allah’a arz içindir. Bu ne­denle her insan kendisini ağır hesaptan kurtarmak için çalışmalı, Allah’ın belirle­diği sınırlara dikkat etmeli, âhiretteki hesabının Hafîf olması için daha bu dünyada iken kendisini hesaba çekip yanlışlarını düzeltmelidir.[2] 

2- Kulun daima Allah’a muhtaç olduğunu bilmesini sağlar. Her yeterlilik yal­nız Allah’tan gelir. Bütün varlıkları yaratan, onları ihtiyaç sahibi kılan, sonra da ihtiyaçlarını gideren O’dur. Eğer O olmasaydı, hiçbir ihtiyaç karşı­lan­maz ve yeterlilik denilen şey olmazdı. İnsanların ihtiyaçlarını karşılayan ve onlara yeterince nimetler veren gerçekte Yüce Allah’tır.[3]

3- Kul, yalnız Allah’a güvenip dayanmalı ve yalnız O’ndan istemelidir. Kal­bini O’ndan başka şeylerle meşgul etmemelidir. Bütün derdi, amacı ve ça­bası Allah ve O’nun hoşnutluğunu kazanma olmalıdır.[4]

Allah’ı Hasîb ve Kâfi bilmek, her zaman özellikle sıkıntı, belâ ve zorluk dö­nemlerinde kalbin sadece O’na dayanmasını ve O’nunla yetinmesini sağ­lar. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah, kuluna kâfi değil mi? [5] Kalp Allah’ı kâfi bilecek, buna içtenlikle inanacak; dil de onu ifade edecektir.

 

* * *


 

[1]     Hâkka, 18.

[2]     Kurtubî, a.g.e., 1/209-210.

[3]     Râzî, a.g.e., s.  261.

[4]     Gazâlî, a.g.e., s.  82.

[5]     Zümer, 36.