﴿ اَلْحَفِيظُ ﴾

HAFÎZ

Hafîz, Kur’an’da geçen Allah’ın güzel isimlerinden bir diğeridir. Yüce Al­lah şöyle buyurmaktadır:

Senin Rabb’in, her şeyin üzerinde gözetici-koruyucu (Hafîz) olandır. [1]

Allah’ın dışında birtakım veliler edinenler ise, Allah, onların üzerinde gözet­leyici (Hafîz)dir. [2]

el-Halîmî, bu ismi “kaybetmeyen, sağlam, güvenilir” olarak açıklar.

Ebû Süleyman ise şöyle der: Hafîz, Hâfız anlamındadır. Kâdir ile Kadîr ve Âlim ile Alîm gibi. Allah, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları belirle­diği bir zamana kadar koruyandır. Bu sayede varlıklar yok olup dağılmazlar. Yüce Allah şöyle buyurur:

Onların korunması O’na güç gelmez. [3]

Ve itaatten çıkmış her azgın şeytandan koruduk. [4]

Allah, kullarını tehlikelerden, felâketlerden ve kötü sonlardan korudu­ğunu bize şöyle haber verir: “Onun (insanın) önünden ve arkasından izle­yen­leri vardır, onu Allah’ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. [5] Melekler, Al­lah’ın emri ile onları korumaktadırlar. Bunun yanında onların işlediklerini de kaydetmekte, böylece korumaya almaktadırlar. Onların bütün sözlerini de sa­yıp kaydetmektedirler. Allah, insanların niyetlerini, sırlarını ve sinelerinde saklı tuttuklarını da bilmektedir. Hiçbir şey O’na gizli değildir. O’nun için gizli denilen bir şey yoktur. Allah, dostlarını günah işlemekten ve şeytanın tuzakla­rına düşmekten korur. Bu sayede Allah dostları, şeytanın tuzaklarından ve fitnele­rinden kurtulurlar.

Her müslüman, bütün varlığı koruyanın Yüce Allah olduğunu, O’nun Hâ­fız ve Hafîz olduğunu bilmelidir.[6]

Allah bütün varlığı koruyup gözetleyendir. O, bütün herşeyi toplu ve ayrın­tılı olarak bilendir. O, hiçbir şeyi unutmaz, yanılmaz ve kaybetmez. O, Kur’an’ı her türlü tahrif ve değişikliklere karşı koruma altına aldığını bize şöyle ha­ber vermiştir: “Hiç şüphesiz, zikri (Kur’an’ı) biz indirdik; onun koruyucuları da gerçekten biziz. [7]

Allah’ın Hafîz ismi hakkında şöyle güzel bir söz nakledilmiştir: “Sıkıntı zama­nında seni şikayet etmekten koruyan, nimet zamanında da seni felaket­lerden koruyandır.”


 

[1]     Sebe, 21.

[2]     Şûrâ, 6.

[3]     Bakara, 255.

[4]     Saffat, 7.

[5]     Ra’d, 11.

[6]     Beyhakî, a.g.e., s.  79-80; Kurtubî, a.g.e., 1/311.

[7]     Hicr, 9. Geniş bilgi için bkz. Râzî, a.g.e., s.  257.