Bu İsmi Bilmenin Faydaları

1- Her müslüman, kendisini yaratan Rabb’inden utanmalı ve hayâ etme­lidir. Öyle ki, Rabb’i onu, yasakladığı yerlerde görmemeli, emrettiği yerlerde bulmalıdır. Allah’ın kendisine inananları koruduğunu ve herkesi gözetlediğini bilmeli, bu yüzden Rabb’inden hayâ ederek çirkin söz ve davranışlardan şid­detle kaçınmalıdır.

Bazı ilk dönem müslümanlardan rivayet edildiğine göre, onlardan kimisi, üzerinde bir örtü olmadan veya birisi etrafına bir örtü tutmadan yıkanmaz, elinden geldiğince gözlerden korunmaya çalışırdı. Abdullah b. Mes’ûd anlatıyor. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Allah’tan gereği gibi hayâ ediniz.” Bizler: “Allah’a hamd olsun, gerçekten O’ndan hayâ ediyoruz.” dedik. Hz. Peygamber: “Sizin san­dığınız gibi değil. Allah’tan gereği gibi hayâ etmek, aklının bildiğini koruması, karnının yediğini gizlemesi, senin ölümü ve sonrasını düşünmendir. Bilin ki, kim âhiret hayatını arzularsa, dünya hayatının süsünü terk eder. İşte kim bunu yaparsa, Allah’tan gereği gibi hayâ etmiştir.” buyurdu.[1]

2- Allah’tan çokça hayâ eden kimse, açıkça O’na isyan etmekten de ka­çınır. Çünkü Allah’ın her yerde kendisiyle birlikte olduğunu bilir. Allah’a isyan eden O’na açıkça karşı çıkmış demektir. Kulun sözlü ve fiilî günahları insanlar arasında ne kadar yayılırsa, günahın açığa çıkması da o kadar büyük olur. İnsanlardan utanmayan Allah’tan da utanmaz. Bu yüzden hayâ, insanlarda övülen bir ahlâktır. Çünkü kişiyi, insanların hoş karşılamayacağı fiilleri açıkça işlemekten men eder.

İbn Mes’ûd rivayet ediyor. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “İnsanların peygamberlerden duyduğu ilk söz şudur: Hayâ etmezsen dilediğini yap.”[2]

3- Allah’ı ve âhiret hayatını düşünen kimse, Allah’tan hayâ eder. Hayâ­yı bırakan atan kimse ise, dilediği kadar kötülük ve fenalıklar işler. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onlar, insanlardan gizlerler de Allah’tan gizlemezler.[3]

Allah bu âyette, insanlardan utanıp gizlenen; ama insanları yaratandan utanma ve gizlenme gereği duymayanları yermekte ve kötülemektedir. Çünkü böyle yapmakla onlar, yaratılanları yaratandan üstün tutmaktadır­lar.[4]

 

* * *


 

[1]     İmam Ahmed, 1/387; Hakîm, 4/323. Hadisi güçlendiren başka rivayetler de bulunmaktadır. Hadis, hasendir. 

[2]     Buhârî, 6120. Ayrıca bkz. Kurtubî, a.g.e., 1/537-539.

[3]     Nisa, 108.

[4]     İzz b. Abdüsselâm, “Şeceretu’l-meârif ve’l-ahvâl”, s.  177.