Helâkten Sonra:

 

Helâk, dünya açısından işin sonudur. Helâkten sonra, tevbe imkânı ve bir daha kurtuluş yoktur. Sadece azap üstüne azap vardır. Yani, bu dünyevî cezadan başka ebedî cehennem vardır. “Onlar, yalnızca sonucu mu bekliyorlar? Âkıbet geldiği gün, daha önce onu unutanlar: ‘Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler (onların getirdikleri hak imiş); şimdi bizim için şefaatçiler var mı ki bize şefaat etsinler? Yahut bir geri dönüşümüz mümkün mü, önceden işlediğimizden daha farklı bir iş yapalım?!’ derler. Onlar kendilerini hüsrana uğratmışlar ve uydurageldikleri şeyler onlardan yok olup gitmiştir.” (7/A’râf, 53)

“Ateşte yüzleri çevrildiği gün, ‘Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke Rasûl’e itaat etseydik!’ derler. Ve yine derler ki: ‘Rabbimiz! Biz, liderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik; onlar da bizi doğru yoldan saptırdılar. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onlara büyük lânet et!” (33/Ahzâb, 66-68). (4)            

“En kuvvetliniz, hiddet ânında nefsine hâkim olanınız ve en halîm olanınız da kudreti yeterken affedeninizdir.” (Hadis-i Şerif Meali)

“Kahraman, hiddet ânında nefsine hâkim olan kimsedir.” (Hadis-i Şerif Meali)

“Asıl mücâhid, Allah rızâsı için kendi nefsi ile mücâdelede bulunan kimsedir.” (Hadis-i Şerif Meali)

“Kulun yutkunduğu şeylerde Allah katında en büyük mükâfat kazanacağı, hiddeti ânında Allah rızâsı için yutkunarak hiddetini yenmesidir.” (Hadis-i Şerif Meali)

“Hiddetlenen herkes, kendini Cehenneme doğru sürüklemiş olur.” (Hadis-i Şerif Meali)

“Hiddetini yenen kimsenin kusurunu Allah örter.” (Hadis-i Şerif Meali)

“Tartışmalarda öfkelendiğiniz an, hak ve hakikat için değil; kendi hevânıza, kendi nefsiniz hesabına çalışmaya başlarsınız.”

“Bir anlık öfke her şeyi mahvedebilir.”

“Hiddet ekilen yerden pişmanlık biçilir.”

“Öfkenin başlangıcı çılgınlık, sonu pişmanlıktır.”

“Kızgınlık, geçici bir deliliktir. Bu yüzden duygularınıza sahip olun; yoksa onlar size sahip olurlar.”

“Zorluklara karşı kızmak, onu yenemeyeceğinizi anlamak demektir.”

“Üç özellik sahibinin imanı kemâle ermiştir. Bunlar: Bâtıla sapmamak, kızdığı zaman haktan ayrılmamak, gücü yettiği halde haddi aşmamaktır.” 

“İnsanın kızması, başkalarının hatalarının intikamını kendinden alması demektir.”

“Kızan bir kimse, aklı başına gelince bu sefer de kendisine kızar.”

“Öfke, eğer Muhammedî terbiyeden geçerse, küfre karşı kesin bir tavır; mü’minlere karşı hilm ve silm şeklinde kendini gösterir.”

“Sabırlı adamın öfkesinden sakının.”

“Allah’a sığın şahs-ı halîmin gazabından;

Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir.”

“Oturur yerine zararla elbet; Âhir, öfke ile kalkan demişler.”

“Öfkenin ateşi, önce sahibini yakar;  sonra, kıvılcımı düşmana ya varır, ya varmaz.”

“Öfke ile beraber akıl da uçup gider.”

“Doğada taşkın bir öfke kadar insanı insanlıktan çıkaran, hayvanlaştıran bir şey yoktur.”

“Öfke, kısa bir deliliktir.”

“Öfkeli kişinin ağzından yalnızca azarlayıcı, suçlayıcı sözler çıkar.”

“Öfke, savunma için silâh sağlar.”

“Öfke şahlandımı vicdan uyuşur.”

“Öfkeliyken konuş. Göreceksin ki pişman olacağın en güzel konuşmayı yapacaksın.”

“Öfke, çöken bir yapıya benzer, nereye düşse orayı da yıkar.”

“Öfke ile kalkan zararla oturur.”

“Keskin sirke, küpüne zarar verir.”

“Öfke, zekânın alevini söndüren büyük bir rüzgârdır.”                                                                             

“Öfkeli bir insan, ağzını açar; gönlünü ve gözlerini kapar.”

“Kızgınken karar veren, fırtınalı havada yelken açan bir insandır.”

“Nâmertler, samimi olarak öfkelenmezler. Bunlar, gösterecekleri öfkenin şiddetini karşısındakilerin âcizliklerinden alırlar.” 

“Haddinden fazla hiddet, gayedeki hikmeti yok eder.”

“Hiddet ekilen yerden pişmanlık biçilir.”

“Hiddet, cinnetin küçük kardeşidir.”

“Hiddetini yenenleri kimse yenemez.”

“Hiddetin devamı, kin denilen feci hastalığı doğurur.”

“Hiddet, azgın bir ata benzer, haline bırakılırsa kendi ateşiyle yıpranır.”

“Mü’min, kinci olamaz.” (Hadis-i Şerif Meali)

“Kinimiz büyüdükçe, kin beslediğimiz kimseden daha çok küçülürüz.”

“Kinimiz çok şiddetli olduğu zaman bizi, kin beslediğimiz kimselerden daha çok alçaltır.”

“Kindarlık ve sertlik şeytanı dışa kovmaz, içe iter.”

“Deve gibi kinciliği terk eyle; Kindar olan olmaz dindar demişler.”

“Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş emel onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!”  (15/Hicr, 3)

 

H. Fehmi Kumanlıoğlu, Şâmil İslâm Ansiklopedisi, 2/224

Mustafa Çağrıcı, T. Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 13, s. 436

İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Muht. Terc. ve Şerhi, 12/299

Kur’an Okulu, Hanif Y. 9. cüz