Sözlerin en güzeli olan Allah kelâmını ümmetine tebliğ eden Peygamberimiz de birçok hadislerinde, insanlara karşı güzel söz söylemeyi emir ve tavsiye etmiş; bizzat kendisi de hayatı boyunca kaba sözlerden sakınmış; şahsına hakaret eden insanlara bile; “Allah’ım! Onlara hidâyet et; onlar gerçeği bilmiyorlar” diyerek duâda bulunmuştur.
Rasûl-i Ekrem, “cevâmiu’l-kelîm” idi. Yani, az kelimelerle çok anlamlı şeyleri anlatır, az ve öz konuşur, veciz ifadelerle merâmını dile getirirdi.
“İyiliği emir ve kötülüğü yasaklamaktan ve Allah’ı zikirden başka insanoğlunun her sözü aleyhinedir.” (İbn Mâce, Fiten 12)
“Allah’ın zikri dışında kelâmı çok yapmayın (çok konuşmayın). Zira Allah’ın zikri dışında çok söz, kalbe kasvet (katılık) verir. Şunu bilin ki, insanların Allah’a en uzak olanı kalbi katı olanlardır.” (Tirmizî, Zühd 62; Kütüb-i Sitte Terc. 16/394)
“Kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa, ya hayır (iyi, güzel, hak, doğru, meşrû söz) söylesin veya konuşmasın, sussun!” (Buhârî, Tecrid-i Sarih Terc. 12/131, hadis no: 1981; et-Tâc, 5/183; Riyâzu’s.Sâlihîn, II/120)
“Din nasihattir.” Ashâb sordu: ‘Kim için nasihattir ya Rasûlallah?’ “Allah için, Kitab’ı ve Rasûlü için, müslüman devlet adamları ve bütün müslümanlar için.” (Müslim, İman 95; Buhârî, İman 42; Tirmizî, Birr 17; Nesâî, Bey’at 31; Ebû Dâvud, Edeb 59)
“Her ma’rûf/iyilik, güzel söz bir sadakadır.” (Müslim, Zekât 16, Ebû Dâvud, Zekât 60; Buhâri, Edebu’l Müfred, I/245)
“Bir hayırlı işe delâlet eden kimse için, o hayırlı işi işleyenin sevâbı gibi mükâfat vardır.” (Müslim, İmâre 38; Ebû Dâvud, Edeb 115; Tirmizî, İlm 14)
“Yarım hurma ile (onu sadaka vererek) olsa dahi ateşten korunmaya çalışın. Bunu da bulamazsanız tatlı sözlerle... Güzel söz sadakadır.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, II/109)
“Sözlerin (en) hayırlısı Allah’ın Kitabı, yolların (en) hayırlısı Muhammed’in yoludur.” (Müslim)
“Bazı sözde büyüleyen bir kudret vardır.” (Buhârî, Tıbb 51; Muvattâ, Kelâm 7; Ebû Dâvud, Edeb 94; Tirmizî, Birr 81)
“Beyandan bir kısmı sihirdir ve şiirden bir kısmı da hikmettir.” (Ebû Dâvud, Edeb 87; İbn Mâce, Edeb 41)
“Bir adamın karnının irinle dolup hasta olması, şiirle dolmasından daha hayırlıdır.” (Buhârî, Edeb 92; Müslim, Şiir 7)
“Şiirden bir kısmı hikmettir.” (Buhârî, Edeb 90; Tirmizî, Edeb 69)
“Şiir, söz menzilesindedir (doğal söz, nesir gibidir); onun güzeli kelâmın güzeli gibidir ve çirkini de kelâmın çirkini gibidir.” (Buhârî, Edebu’l Müfred Terc. 2/220)
“Kendisini ilgilendirmeyeni (faydasız söz ve işleri) terk etmesi, kişinin müslümanlığının güzelleşmiş olmasındandır.” (et-Tâc, 5/186)
“Kıyamet gününde sizden kendilerini hiç mi hiç sevmeyeceğim ve benden pek çok uzakta kalacak olanlarınız, çok konuşanlarınız, sözleriyle insanlar üzerinde üstünlük sağlamak isteyenleriniz ve bir de kendilerini büyük görenlerinizdir.” (et-Tâc, 5/64)
“Ben, haklı bile olsa münakaşayı terk eden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum. Şaka bile olsa yalanı terk edene de cennetin ortasında bir köşkü, ahlâkı güzel olana da cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum.” (Ebû Dâvud, Edeb 7; Kütüb-i Sitte Terc. 16/391)
“Acı da olsa doğruyu söyle... Yalandan da sakının. Çünkü yalan imana aykırıdır.” (Keşfu’l Hafâ, hadis no: 1890, 865)
“Doğruluktan ayrılmayınız; Çünkü doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete iletir. Gerçekten insan, doğrulukla hareket eder de Allah katında sıddık, (en doğru kimse) yazılır. Yalandan sakının; Çünkü yalan fenalığa götürür. Fenalık ise cehenneme iletir. Gerçekten insan yalan söyler de Allah katında kezzâb (çok yalancı) yazılır.” (Buhârî, Edeb 69; Müslim, Birr 103, 105; Ebû Dâvud, Edeb)
“Hayırlı söz söyleyip de insanlar arasını düzelten, yahut hayır ileten, yalancı değildir.” (Buhârî, Sulh 2; Müslim, Birr 101)
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin.” (Buhâri, İlim 11; Müslim, Cihad 5)
“Allah güzeldir, güzelliği sever.” (Müslim, İman 147; İbn Mâce, Duâ 10)
“Yazıklar olsun o kimseye ki, insanları güldürmek için konuşur ve yalan söyler! Yazık ona, yazık ona!” (Ebû Dâvud, Edeb 88; Tirmizî, Zühd 10)
“Kul yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde önce siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta büyük ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde ‘yalancılar’ arasına kaydedilir.” (Muvatta, Kelâm 18; K. Sitte Terc. 14/547)
“Kim, bir hidâyete dâvette bulunursa, o hidâyete uyanların nâil olduğu ecrin tamamına, çağıran da erişir; bu, diğerlerinin ecrini hiç eksiltmez. Kim de bir sapıklığa çağırırsa, o sapıklığa düşenlerin tamamının günahından, dalâlet dâvetçisi de hissedar olur ve bu, onların günahını kesinlikle azaltmaz.” (Müslim, İlm 16; Tirmizî, İlm 15; Ebû Dâvud, Sünnet 6)
“Mü’min dil uzatıcı değildir, lânet okuyucu değildir, kötü iş yapan değildir, kötü, kaba ve çirkin söz söyleyen değildir.” (Tirmizî, Birr 48, hadis no: 1978)
“Bir kimse diğer bir kimseyi fıskla veya küfürle itham etmesin. Aksi takdirde, itham edilen arkadaşında bunlar yoksa, kelime (itham ettiği sıfat) kendine döndürülür.” (Buhârî, Edeb 44)
“Bir kimse diğerine, ‘kâfir’ dediği zaman, bu ikisinden biri kâfir olur: Eğer dediği kimse kâfir ise, adam doğru söylemiştir; yok eğer ona dediği gibi değilse, ona söylediği küfür sözü kendine döner (söyleyen kâfir olur).” (Buhârî, Edeb 73; Müslim, İman 111)
Peygamber (s.a.s.)’den müşriklerin aleyhine Allah’tan beddua etmesini isteyen birine O, şöyle buyurmuştur: “Ben, lânet edici olarak gönderilmedim; ancak rahmet olarak gönderildim.” (Müslim, Birr 87) Rasûlullah’ın âlemlere rahmet olarak gönderildiğini Kur’an da haber vermektedir (21/Enbiyâ, 107).
“Müslümana sövmek fâsıklıktır.” (Nesâî, Tahrîmu’d-Dem’ 27; İbn Mâce, Fiten 4)
“Sövüşen iki kimsenin söyledikleri sözün günahı, mazlum olan hududu aşmadıkça, kötü söze başlayan üzerinedir.” (Müslim, Birr 68; Ebû Dâvud, Edeb 47; Tirmizî, Birr 51)
“Sövüşenlerin her ikisi şeytandır, saçmalarlar ve birbirlerine yalan söylerler.” (Müslim, Cennet, 64)
Bir adam, şarap içmiş, bunun üzerine de İslâmî ceza ile cezalandırılmıştı. Hazır bulunanlardan bazıları suçluya ‘Allah seni kahretsin, seni rezil etsin!’ demişlerdi. Söylenen bu sözleri hoş görmeyen Rasûlullah: “Hayır, öyle söylemeyin. Bu adamın aleyhine şeytana yardım etmeyin.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, III/146) buyurmuştu.
“Bir mü’mine şer olarak, müslüman kardeşine hakaret etmesi kâfidir.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, III/156)
“Ümmetimin kötüleri, gevezelerdir, enine boyuna sözü uzatanlardır, sözlerinde büyüklük taslayanlardır. Ümmetimin hayırlıları da ahlâk bakımından en güzel olanlardır.” (Tirmizî, Birr, hadis no: 2019)
“Öğretiniz ve kolaylaştırınız.” (Bu sözü üç defa söyledi.) “Bir de öfkelendiğin zaman sus!” (Bunu da iki defa söyledi.) (Ahmed bin Hanbel, Müsned Hadis no: 2136, 2556)
“Kim bana iki bacağı arasındaki tenâsül uzvunu (haramdan koruyacağına), iki çenesi arasındaki dilini de (yasaklanmış çirkinliklerden koruyup güzelliklerle süsleyeceğine) garanti verirse, ben de ona cenneti garanti ederim.” (et-Tâc, 5/183)
“Size, kötü olanlarınızı haber vereyim mi? Koğuculukla dolaşıp insanlar arasını bozan ve temiz kimselere ayıp isnâd edenlerdir.”