Yaratıcılık, Yüce Allah'ın sıfatıdır. O'nun yaratıcılık sıfatı, elbette tecelli edecektir. Yüce Allah, sadece hâlık, yaratıcı değil; aynı zamanda hallâktır. Yani devamlı ve tekerrür halinde yaratır. Mübalağalı bir şekilde yaratır. Yaratma, Allah'ın işidir. Yaratıcılık O'ndan ayrılmaz bir vasıftır. Allah, el-hallâktır, mutlak manada yaratıcıdır; yaratıcı deyince akla O gelir. Yaratıcılık, O'nun zâtına mahsustur. O, yoktan var ettiği gibi, yarattığı şeylerden başka başka şeyler de yaratır. Yaratması, bir defa olup bitmiş değildir. Dilediği zaman, dilediğini dilediği şekilde yaratır, yaratmaktadır. Bunlar, Hâlik ve Hallâk isminin delâletinden anlaşılmaktadır. "Görmediler mi Allah nasıl yaratmayı başlatıyor, sonra onu iade ediyor (dönüp yeniden yaratıyor). Bu, Allah'a göre kolaydır." (29/Ankebut, 19) Bu ayette, öldükten sonra tekrar dirilmeye işaret edildiği gibi, yaratmanın her an tazelenmekte olduğuna, ölen canlıların yerine aralıksız olarak yenilerinin yaratıldığına işaret edilmektedir.
İradesi, hiçbir kayda bağlı olmayan Allah, dilediği zaman, hikmeti gereğince yaratır. "Biz, birşeyi(n olmasını) istediğimiz zaman, söyleyeceğimiz söz, sadece ona 'ol' dememizdir; derhal oluverir." (16/Nahl, 40) Bu ve benzeri ayetlerle (2/Bakara, 117; 3/Al-i İmran, 47, 59; 6/En'âm, 73; 36/Yâsin, 82; 40/Mü'min, 68) "yekûnu" fiilinin zamanının muzâri oluşu, açıkça bize bu fiillerin şimdiki zamana ve gelecek zamana delâlet ettiklerini gösteriyor. Yani her an, Allah'ın "ol" dediği var oluyor, her dilediğini hayata getiriyor. "Göklerde ve yerde bulunanlar, (herşeyi) O'ndan isterler. O, her gün (her an) yeni bir iştedir, kimilerini yaratırken, kimilerini öldürür, her an hayatı tazeler, bir hali giderir, başka haller getirir." (55/Rahman, 29) Allah, evreni yaratmış ve yeni yeni yaratma ve yürütmelerle, her gün bir iştedir. Çünkü, "yaratma ve emir O'na mahsustur." (7/A'râf, 54) Hatta Allah, yarattıklarını sadece varlıkta tutmuyor, kâinatı genişletiyor da. "Göğü kendi ellerimizle (kudretimizle) yaptık ve biz (onu) genişletmekteyiz." (51/Zâriyat, 47) Galaksiler, birbirinden gittikçe uzaklaşmakta, arz ise uçlarından eksilmektedir. (Bkz. 13/Ra'd, 41; 21/Enbiya, 44) "O, yaratmada dilediğini arttırır." (35/Fâtır, 1). Bu keyfiyet, artık bugün bilimin de tespit ettiği bir gerçektir. Evren, yeni yaratmalarla genişlemekte, yeryüzü eksilmektedir.
Canlılar âlemini bir an düşünürsek, her gün milyarlarca canlı doğup vücuda gelirken, bir nicesi de hayatı terk ediyor. Bunlar, her gün gözlerimizle gördüğümüz, yüce Allah'ın her gün, ölümü ve hayatı yaratışından başka bir şey değildir. "Sizi analarınızın karınlarında, üç karanlık içinde bir yaratılıştan sonra öbür yaratılışlara (geçirerek) yaratıp duruyor." (39/Zümer, 6) "Ve daha sizin bilmediğiniz nice şeyleri yaratıyor." (16/Nahl, 8) Yaratma, bir zaman olup bitmiş bir vak'a değil; Allah'ın iradesiyle devamlı tekerrür etmekte olan bir hadisedir. Çünkü Allah, evreni bir kereye mahsus yapıp gitmiş bir usta değildir. Her an yaratmayı yenileyen, yarattıklarına hâkim olan, onlarda tam tasarruf eden, dualara icabet eden, mazlumun âhına yetişen, her an fa'âl, hay, kayyum, terbiye edip yetiştiren, olgunlaştıran, gözeten rab, her an bir işte olan, her türlü kemalin kaynağı olan yüce Zâttır. "Allah dilediğini yaratır, O bilendir, gücü yetendir." (30/Rûm, 54)