Eski Ahit Neden Değiştirildi?

 

Eski Ahit ve Kuran iki ayrı Hz. İbrâhim'den bahseder. Kuran'da Hz. İbrâhim putperest bir topluluğa elçi olarak gönderilmiştir. Kavmi göğe, yıldızlara, aya ve çeşitli putlara tapmaktadır. O ise kavmiyle mücâdele eder, onları batıl inanışlarından geri çevirmeye çalışır, bu nedenle de başta babası olmak üzere tüm kavmin düşmanlığı ile karşılaşır.

Oysa bunların hiçbiri Eski Ahit'te yer almaz. Hz. İbrâhim'in ateşe atılması, kavminin putlarını kırması gibi olaylar da Eski Ahit'te bulunmaz. Hz. İbrâhim'in Eski Ahit'teki konumu, daha çok Yahûdilerin atası şeklindedir. Eski Ahit'teki bu tablonun "ırk" kavramını ön plana çıkartmak isteyen Yahûdi önde gelenleri tarafından çizildiği ise açıktır. Kendilerinin Allah tarafından ebediyen seçilmiş ve üstün kılınmış bir halk olduklarına inanan Yahûdiler, bilerek ve isteyerek Kutsal Kitaplarını tahrif etmişler ve söz konusu inanış doğrultusunda eklemeler ve çıkarmalar yapmışlardır. Bu Sebepten dolayıdır ki Eski Ahit'te anlatılan Hz. İbrâhim, sadece Yahûdilerin atasıdır.

Eski Ahit'e inanmakta olan Hıristiyanlar da Hz. İbrâhim'in Yahûdilerin atası olduğunu düşünürler; ancak bir farkla: Hıristiyanlar'a göre Hz. İbrâhim bir Yahûdi değil, bir Hıristiyan'dır. Irk kavramını Yahûdiler kadar önemsemeyen Hıristiyanlar'ın bu tutumu, bu iki dinin arasında bir çatışmaya ve tartışmaya yol açmıştır. Allah, Al-i İmran Sûresi, 65-68. âyetlerinde bu tartışmalara şöyle bir açıklama getirir:

“Ey Kitap ehli, İbrâhim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?

İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.

İbrâhim, ne Yahûdi idi, ne de Hıristiyan'dı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi.

Doğrusu, insanların İbrâhim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin velîsidir. (3/Âl-i İmran, 65-68)

Kuran'da Hz İbrâhim, Eski Ahit'te yazandan tamamen farklı olarak kavmini uyarıp korkutan ve onlarla mücâdeleye girişen bir kişidir. Küçük yaşlardan başlayarak putlara tapmakta olan kavmini uyarmış ve onlara bu davranışlarından vazgeçmelerini öğütlemiştir: “İbrâhim de; hani kavmine demişti ki: Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. (29/Ankebût, 16); “Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardır. Elçiye düşen ise, yalnızca açık bir tebliğdir. (29/Ankebût, 18)

 Kavminin Hz. İbrâhim'e olan cevabı ise onu öldürmeye teşebbüs etmek olmuştur: “Bunun üzerine kavminin (İbrâhim'e) cevabı yalnızca: 'Onu öldürün ya da yakın' demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için âyetler vardır. (29/Ankebût, 24)

Kavminin kötülüklerinden kurtarılan Hz. İbrâhim bu olaylardan sonra hicret etmiştir: “Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.  (21/Enbiyâ, 70); “Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup ayrılıyorum ve Rabbime duâ ediyorum. Umulur ki, Rabbime duâ etmekle mutsuz olmayacağım. (19/Meryem, 48)