Haraç: Arapça harâc kelimesinden geçmiştir. Bir yerden ya da bir kimseden zor kullanılarak alınan ya da zor karşısında verilen paraya haraç denilir. Haraç almak: Zorla para almak demektir. Haraç yemek: Bir yerden, ya da kimseden zorla para almak, başkasının sırtından geçinmek anlamında kullanılır. Bir kimseyi haraca bağlamak: Bir kimseyi belirli zamanlarda belirli miktarda para vermeye zorlayarak bunu kabul ettirmek anlamında deyimdir. Haraca kesmek: Birinden zorla para almak veya menfaat temin etmek, zulmetmek anlamında kullanılır. Haraç mezat satmak: Açık arttırma yoluyla bir şeyi satmak demektir.
Haraç, özellikle büyük şehirlerde eğlence yerleri işletmecileri ve bazı riskli iş yapan yerleri korumak adına organize suç örgütleri, yani çeteler/mafya tarafından haraca kesilir. Bazı yeraltı örgütlerinin kabadayılıkla, eğlence yeri ve riskli iş dışında normal iş yapan esnaftan, özellikle zenginlerden haraç aldıkları da olur. Film ve dizilerdeki kahramanların da gençleri kabadayılığa özendirmesiyle bu tür işlere soyunanlar giderek artmaktadır. Bu örgütler, haraç alacakları bölgeleri kendi aralarında belirlerler. Bir çetenin haraç istediği semtten başka çete haraç isteyemez. Bu kural bozulunca, aralarında ciddi hesaplaşmalar, kavga, yaralama ve ölümler olur. Kolay para kazanmanın yolu olarak seçilen haraççılık bir hırsızlık, soygun türüdür. Hırsızlıktan farkı, "başkasının malını gizlice çalma"ya hırsızlık denilirken, haraç gizlice değil, tehditle ya da güç kullanılarak muhâtabın gözü korkutularak zorla alınan gasbdır. Bazı resmî kurumların verecekleri bazı hizmetler karşılığında "harç" adı altında vatandaşlardan zorunlu olarak aldıkları belirli paralara halk, telaffuz yakınlığından ve paranın fazla ve âdil olmadığından haraç diye söz eder.
Aslında harac İslâmî literatürde farklı ve olumlu bir anlam taşır. Harâc: İslâm hukukunda müslüman olmayan halktan alınan vergiye denir. Cizye, İslâm'ı kabul edenlerden alınmadığı halde, harâc arâzisine sahip olan kimse İslâm'ı kabul etse bile, yine bu vergiyi öder. "Harâc arâzi" İslâm devleti tarafından kuvvet kullanılarak fethedilen arâzîdir. Bu arâzîde eski sahipleri kalabilir ve bunlardan belli bir vergi alınır.