Düşük Yapmanın Hükmü

 

Müslüman hanım, sen yüce Allah’ın senin rahminde yarattığı hamilelik hususunda şer’an kendisine güvenilen emin bir kimsesin. O bakımdan onu sakın gizleme! Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Eğer Allah’a ve âhiret gününe iman etmişlerse Allah’ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal değildir.” (el-Bakara, 2/228)

Rahmindeki hamileliği düşürmek ve ondan herhangi bir yolla  kurtulmak için sakın bir takım yollara başvurmaya kalkışma! Yüce Allah eğer hamilelik halinde oruç sana zor geliyorsa yahut karnındaki yavruya zarar verecekse ramazan ayında oruç açmana müsaade etmiştir. Bu asırda yaygınlık kazanan düşük yapma operasyonları haram bir uygulamadır. Eğer karnındaki yavruya ruh üflenmiş ve düşük yapmak sebebiyle ölmüş ise bu Allah’ın haksız yere öldürülmesini haram kıldığı bir canı öldürmek olarak değerlendirilir. Yüce Allah buna bağlı olarak miktarı hususundaki farklı açıklamalar ile birlikte diyetin ödenme gereği açısından cezâi sorumluluk hükümlerini de ortaya koymuş bulunmaktadır. Bazı imamlara göre bu noktada keffaret ödemek gerekir ki bu da mümin bir köle azad etmektir. Buna imkan bulamayan bir kimse arka arkaya iki ay oruç tutar. Kimi ilim adamı bu uygulamaya küçük mevûde (çocuğu diri diri gömmek) adını vermiştir. Şeyh Muhammed İbrahim, Fetvalarında[1] şöyle demektedir: “Gebe kalınan yavruyu düşürmek için yapılan işler, öldüğünden emin olunmadıkça caiz değildir. Eğer öldüğü tahakkuk ederse caiz olur…”

Büyük ilim adamları komisyonu meclisinin 20.6.1407 tarihli ve 140 numaralı kararında şu hususlar yer almaktadır:

1- Şer’i bir gerekçe olmadıkça ve oldukça dar sınırlar çerçevesi dışında değişik aşamalarında hamile kalmış kadının cenini düşürmesi caiz değildir.

2- Eğer hamilelik birinci aşaması olan ilk kırk gün içerisinde ise ve eğer bu süre zarfında cenini düşürmekten maksat çocukların eğitiminde zorlanmak yahut onların geçim ve öğrenim masraflarını karşılayamamaktan korkmak ya da gelecekleri adına endişe etmek yahut eşlerin sahip oldukları çocuklarla yetinmesi gibi bir gerekçe ile yapılsa, bu caiz değildir.

3- Gebelik alaka (embriyo) yahut bir çiğnemlik et döneminde olup, hamileliğin devamı halinde ölümünden korkulacak şekilde annesinin tehlikeye düşeceğine dair güvenilir bir doktorlar heyetinin kararı bulunmadıkça; cenini düşürmek caiz değildir. Caiz olabilmesi için ayrıca annenin sağlığı için tehlike teşkil eden bütün hususları önlemek ve gerekli bütün yolları denemek gerekir.

4- Ceninin annesinin karnında kalması, ölümüne sebep teşkil edeceğine dair güvenilir uzman doktorlardan bir heyetin kararı bulunmadıkça üçüncü aşamadan ve hamileliğin dört ayını tamamlamasından sonra cenini düşürmek helal olamaz; doktorların bu kararının uygulanabilmesi için ayrıca ceninin hayatını kurtarmak için gerekli bütün yolların da denenmiş olması gerekir. Bu şartlar çerçevesinde ceninin düşürülmesine ruhsat verilmesinin sebebi ise, iki zarardan büyük olanını önlemek ve iki faydanın büyük olanını gerçekleştirmek içindir.

Meclis geçen bu kararları tesbit etmekle birlikte Allah’a karşı takvalı olmayı ve bu hususta emin olunacak şekilde gerekenin yapılmasını da tavsiye eder. Başarı Allah’tandır, Peygamberimiz Muhammed’e ve onun aile halkına ve ashabına salât ve selâm olsun.

Faziletli ilim adamı Muhammed b. Useymin’in “Kadınlardan Gelen Tabii Kanlar” adlı risalesinde şunlar söylenmektedir: “Şayet cenini düşürmekten kasıt onu yok etmek ise eğer bu ruhun ona üflenişinden sonra geçekleşmiş ise haram olduğunda hiç bir şüphe yoktur. Çünkü bu haksızca bir canı öldürmektir. Öldürülmesi haram olan bir canı öldürmek ise Kitap, Sünnet ve icma ile haramdır.”[2]

İmam İbnu’l-Cevzî, Ahkamu’n-nisa adlı eserinde[3] şunları söylemektedir: “Nikâhtan amaç çocuk sahibi  olmak olduğuna göre ve her sudan çocuk olmadığına göre cenin oluştuktan sonra artık maksat gerçekleşmiş olur. Buna göre onu kasden düşürmeye kalkışmak evlilikten gözetilen hikmet maksadına aykırıdır. Eğer bu iş hamileliğin ilk döneminde olur ise ve ruhun üflenmesinden önce gerçekleşmişse bunda büyük bir günah vardır. Çünkü artık cenin mükemmelliğe doğru ilerlemekte ve tamam olmak yolunu tutturmuş bulunmaktadır. Şu kadar var ki kendisine ruh üflenmiş olana nisbetle günahı daha azdır, eğer kadın ruh taşıyan cenini kasden düşürecek olursa bu da mümin bir kimseyi öldürmek gibidir. “Diri diri gömülen kız çocuğa ‘hangi günahtan dolayı öldürüldü’ diye sorulduğu zaman…” (et-Tekvir, 81/8-9) diye buyrulmaktadır”.

O halde müslüman hanım! Hangi maksatla olursa olsun böyle bir suçu işlemeğe kalkışma! Bu husustaki saptırıcı propagandalara akla ya da dine dayanmayan batıl geleneklere aldanma.

 


 

[1] XI, 151.

[2] bk. a.g.e. s. 60.

[3] s. 108-109.