a- Kendisiyle gerdeğe girilmeden önce kocası tarafından boşanan kadının iddet bekleme yükümlülüğü yoktur. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler, mü’min hanımları nikâhlayıp sonra kendilerine dokunmadan onları boşarsanız, sizin için onlar aleyhine sayacağınız bir iddet olmaz.” (el-Ahzab, 33/49)
İbn Kesir, Tefsir’inde[1] şunları söylemektedir: “Bu ilim adamları tarafından icma ile kabul edilmiş bir husustur. Kadın kendisi ile gerdeğe girilmeden önce boşanacak olursa onun iddet bekleme yükümlülüğü yoktur. Hemen istediği kimse ile evlenebilir.”
b- Kendisi ile gerdeğe girilmeden önce boşanıp da mehri tayin edilmiş olan kadının, belirlenmiş mehrin yarısını alma hakkı vardır. Eğer mehri tayin edilmemiş ise giyim ve buna benzer (kocanın) kolayına gelen bir şey ile onu faydalandırması (müt’a vermesi) gerekir.
Kendisi ile gerdeğe girildikten sonra boşanan kadın, mehir almayı hakeder. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Kendileriyle temas etmediğiniz veya kendilerine mehir tayin etmemiş olduğunuz hanımları boşarsanız (bunda) üzerinize günah yoktur. Onları zengin olan kendi halince, fakir olanınız da kendi halince güzel bir şekilde faydalandırınız.” (el-Bakara, 2/236)
Nihayet yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Kendilerine mehir tayin etmiş olduğunuz hanımları onlara dokunmadan önce boşarsanız tayin ettiğinizin yarısını onlara verin.” (el-Bakara, 2/237)
Yani ey erkekler topluluğu, sizler kadınları kendilerine dokunmadan ve onlar için bir mehir tayin etmeden de boşayabilirsiniz. Eğer bundan dolayı onun kırgınlığı söz konusu ise, bu ona verilecek bir müt’a ile telafi edilir. Müt’a ise her erkeğin kolaylık ve zenginliğine göre ve bu husustaki örfe uygun bir şekilde uygun bir bağışta bulunmaktır. Daha sonra yüce Allah mehri tayin edilmiş olan kadını söz konusu ederek ona bu mehrin yarısının verilmesini emretmiştir. Hâfız İbn Kesir Tefsir’inde şöyle demektedir: “Bu durumda mehrin yarısının verileceği hususu ilim adamları tarafından icma ile kabul edilmiştir. Bu konuda aralarında herhangi bir görüş ayrılığı yoktur.”