Allah'tan gelen dört büyük kitaptan ilki. İbranice Tura kelimesinin Arapçalaşmış biçimi olan Tevrat kanun, ittifak, birlik, anlaşma, sözleşme, adlaşma gibi anlamları dile getirir. İslâm geleneğinde Hz. Musa'ya nazil olan kitabı belirtir. Yahudi geleneğinde ise, bugün Ahd-i Atik (Eski Ahit) denilen kitaplar toplamının adıdır. [1]
Bu kitabın aslının Allah’ın kitabı olduğuna inanmak her müslümana farzdır. Reddetmek küfrü gerektirir. Çünkü Kur’an’da ve hadislerde Tevrat’ın bir Allah kitabı olduğu en kesin ve açık şekilde anlatılmış, “Tevrat’ı biz indirdik. Onda hidayet ve nur vardır. Kendilerini Allah’a vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. Allah’ın kitabını korumaları kendilerinden istendiği için Rablerine teslim olmuş zahidler ve bilginler de (onunla hükmederlerdi) Hepsi ona (hak olduğuna) şahidlerdi.” (Maide: 5/44) buyurulmuştur.
Bugün elde birbirine uymaz tarafları pek çok olan meşhur üç Tevrat vardır. Bunlardan biri İbranice, biri Yunanca, diğeri de Samirice’dir. Bunların haricinde kalan ve daha çok uyuşmazlıklar da bulunan Tevrat’lar da mevcuttur.
Tevrat beş bölümü içine alır:
1) Tekvin: Yaratılış destanından, insanların ilk suçundan, nuh tufanından, Hz. İbrahim’den, İshak, Ya’kub, Yusuf’tan ve Beni İsrail’in hayatlarından bahseder. Bu ilk kitap 50 babdır.
2) Huruc (Çıkış): Musa’dan ve Beni İsrail’in Mısır’dan çıkışlarından, Allah’ın Tur dağında Musa’ya kanunlarını bildirmesinden bahseder. 40 babdır.
3) Levililer: Bu kitapta ayin ve merasime ait usuller, kurban, kâhinler, temizlik kanunlarıbayramların tanzimi izah edilir. 27 babdır.
4) Adât (Sayılar): Hz. Musa’nın vefatından sonra İsrail milletinin Tur dağından kalkıp Erden ülkesine, Ken’an diyarına-Filistin’e girmelerinden bahseder. 36 babdır.
5) Tesniye: Hazreti Musa’nın ölümünden ve onun zamanında bulunmayan an’anelerinden bahseder.[2]
Dinler tarihçileri 39 kitaptan meydana gelen Tevrat'ı genellikle üç bölüme ayırırlar: 1- Tevrat (Kanun Kitabı), 2- Nebiim (Nebiler Kitabı), 3- Ketubim (Yazılar Kitabı). 1. Bölüm, Hz. Musa'nın ilk beş kitabını ihtiva eder. İslâm âlimlerine göre de Cenab-ı Hak tarafından Hz. Musa'ya verilen asıl Tevrat budur. Bu ilk beş kitap (Fr. Pentateuque) Tekvin, Çıkış, Levlililer, Sayılar ve Tesniye'den meydana gelmektedir. 2. Bölüm, Nebiim 6. Kitap (Yeşu)'dan başlar, 22. Kitap (Neşidelerin Neşidesi)'ne kadar devam eder. 3. Bölüm, Ketubim 23. Kitap İşaya'dan başlar, 39. Kitap olan Malaki ile sona erer.
Yahudiliğe göre Tevrat'ın ilk beş kitabı kelimesi kelimesine Yahveğ (Yehova) tarafından Hz. Musa (Moşe)'ya bildirilmiş Tanrı kelâmıdır. Beşinci kitaptan sonra gelen Yeşu da aynı kitaptan sayılmış ve böylece altı kitaplık bir deste meydana getirilmiştir. 18 yy. Fransız bilginlerinden Jean Astruc'a göre ilk beş kitaptan meydana gelen Tevrat'ın 1. Bölümü, birbirine karıştırılmayan iki ayrı anlatım tarzı ihtiva etmektedir. Bu iki ayrı anlatımdan birinde Tanrı'nın adı Elohim (Ruhlar), diğerinde ise Yehova (Varolan) diye geçmektedir. Diğer bir ifade ile bu iki metne Elohist ve Yahvist metin denilmektedir. Bu iki ayrı metinde birçok çelişkiler tesbit edilmiştir.
Tevrat'ın bütünü Tevkin'le başlar ve Malaki ile son bulur. Tekvin, "Başlangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı" cümlesi ile başlamakta, Malaki de, "O da babaların yüreğini oğullara ve oğulların yüreğini babalarına döndürecektir, ta ki, gelip dünyayı lânetle vurmayayım" cümlesiyle sona ermektedir.[3] Halen de mevcut Kitab-ı Mukaddes külliyatının baş kısmında yer alan Tevrat'ın 39 kitabı şu sırayı takibetmektedir: 1- Tekvin, 2- Çıkış, 3- Levililer, 4- Sayılar, 5- Tesniye, 6- Yeşu, 7- Hâkimler, 8- Put, 9- Samuel, 10- II. Samuel, 11- I. Krallar, 12- II. Krallar, 13- I. Tarihler, 14- II. Tarihler, 15- Ezra, 16- Nehemya, 17- Ester, 18- Eyub, 19- Mezmurlar, 20- Süleyman'ın Meselleri, 21- Vaiz, 22- Neşidelerin Neşidesi, 23- İşaya, 24- Yeremya, 25- Yeremya’nın Mersiyeleri, 26- Hezekiel, 27- Daniel, 28- Hoşea, 29- Yoel, 30- Amos, 31- Obadya, 32- Yunus, 33- Mika, 34- Nahum, 35- Habakkuk, 36- Tsefenya, 37- Hağgay, 38- Zekarya, 39- Malaki.
Klasik İslâm literatüründe genellikle İbranice, Yunanca ve Samirice olan üç meşhur nüshası bulunduğu kabul edilir. Yahudiler ve Protestanlar İbranice, Roma ve Doğu kiliseleri Yunanca, Samiriler de Samirice nüshayı diğerlerine tercih ederler.
Kur'an-ı Kerîm'in yedi ayrı suresinin 16 ayetinde[4] Tevrat kelimesi geçmektedir.[5] Cenab-ı Hak, Tevrat ve İncil'in Kur'an-ı Kerim'den önce indirildiğini[6], Hz. İsa'ya yazı, hikmet, Tevrat ve İncil'in öğretileceğini[7], Kur’an’ı, Tevrat'ı tasdik edici olarak gönderdiğini[8] Tevrat ve İncil'in Hz. İbrahim'den sonra indirildiğini[9] Tevrat'ta bir hidayet ve nur bulunduğunu[10] Tevrat'ın bir tasdikçisi olarak İncil'in indirildiğini[11] Tevrat, İncil, ve Kur'an'ın dosdoğru tutulması gerektiğini[12] beyan buyurmuştur.[13]
Yukarıda anılan Tevrat'la ilgili ayetlerin açıklanmasında müfessirler, Ehl-i Kitabın, Tevrat sözü ile Hz. Musa'nın yazdığı söylenen Tevrat'ın ilk beş kitabını kastettiklerini, Hristiyanların ise Tevrat kelimesini Ahd-i Atik adı verilen kitapların hepsi için kullandıklarını, Hz. Musa kavminin Tevrat'ı muhafaza edemediklerini özellikle vurgulamışlardır.[14]
Tevrat, Türkiye'de bu orijinal adıyla bilindiği gibi, Ahd-i Atik adıyla da tanınır. Bütün dünyada yaygın olan Kitab-ı Mukaddes Şirketi'nce, Kitab-ı Mukaddes başlığı ile yayınlanan külliyat, Yahudilik ve Hristiyanlığın bütün kitaplarını bir arada sunmaktadır. Yahudiler Hz. Musa'ya Allah tarafından vahyedildiğini, ancak zamanla tahrife uğradığını açıklamıştır. Halen elde mevcut olan Tevrat'ta birçok tenakuzun tesbit edilmiş olması da bunun delilidir. Bu husus dinler tarihi açısından ayrıca önem arzetmektedir.
Her ne kadar Yahudilik tâlimlerinin bütününe Tevrat deniliyor ve bu terim Hz. Musa'ya atfedilen ilk beş kitabı ifade ediyorsa da; Tora, Yahudiliğin diğer kitap ve öğretilerini de içine almaktadır. Yahudiliğe göre Tevrat, 1. Yazılı, 2. Sözlü olmak üzere iki kısımda incelenebilir. 1- Yazılı olan kısım Tûr-i Sina'da (Har Sinay) Tanrı Yahve tarafından Hz. Musa (Moşe)'ya indirilen beş kitap ve eklerini ihtiva eder. 2- Sözlü olan kısım ise, yine Hz. Musa'ya atfedilen ve ondan nakledilenlerle, Tevrat'ı tamamlayan açıklamaları ihtiva eder. Günümüz Yahudileri Tevrat karşılığında Tanah terimini kullanmayı tercih etmektedirler. Takriben M. Ö. 1200- 1100 yılları arasında da tamamlanan ve İbranice yazılmış olan Tanah'ın içerisinde birkaç Aramca parça da bulunmaktadır.
Tevrat'ın eski İbranca yazması M.S. 7, ve 10. yy'da kaleme alınmış bir kaynaktır. Bu kaynağın M.Ö. 1. yy'daki İbranca metinlere dayandığı dinler tarihçilerince ileri sürülmektedir. 1947'de Kumran Vadi'sinde, Lut Gölü'nün kuzey-batısında ve Yehu'nun 12 km. güneyinde bedevinin birinin mağarada bulduğu eski İbranca yazmalar, gerek umumi tarih, gerek dinler tarihi açısından oldukça önem taşımaktadır. Aynı çalışmaların devamı olan 1951-1958 yılları kazıları da yeni keşiflere ufuk açmıştır.
Yahudiler nazarında Tevrat Allah kelamıdır ve ibadetlerde önemli bir yer tutar. Yahudilerin havra ve sinagoglarında, mihrap denilen bir yerde, dolap içinde, sırmalı ve ipekli örtülere sarılmış yazma nüshalar muhafaza edilir. Tahrife uğramadan önce Süleyman Mâbedi (Beyt Ha-Mikdaş)'ndeki Mukaddes Sandık (Arona Kodeş)'da, Hz. Musa'nın getirdiği Tevrat levhalarının muhafaza edildiğine inanılmakta idi. İbadet için havra veya sinağoğa giden her yahudi, öncelikle Tevrat tomarının korunduğu sandık veya dolabı temmaşa eder, mümkünse ona elini sürer ve öper. Bu hareketler sembolik bir anlam taşır ve belli belirsiz bir şekilde yapılır. Havra veya sinagogta Tevrat yere düşerse haham (rav) hemen onu alır. Bundan dolayı haham ve oradaki cemaat 30 gün oruç tutmak zorundadır; buna cumhur (cemaat) orucu denir.
Yahudi inancına göre nerede olursa olsun Tevrat okunurken başın mutlaka örtülmesi şarttır. Açık başla mabede girilmez, Tevrat da okunmaz. Ayrıca usulüne göre abdest almak ve temiz bulunmak lâzımdır. Tevrat askeri geçitlerde (Ha Tsaada) askerlerin koruması altında geçirilir. Tevrat'ın tamamı okunduktan sonra, tomar halindeki Tevrat bir tahta konularak sokağa çıkarılır, törenle dolaştırılır. Buna Tevrat Bayramı denir. Bu merasim bütün dünyada aynı şekilde yapılır. Omuzlarda ve kucakta Tevrat taşımak sevap sayılır. Gerek sivil, gerek askerlikte yemin Tevrat üzerine yapılır. Din bilgisi, tarih ve okuma kitaplarına Tevrat'tan seçilmiş metinler konulur. Tevrat hakkında tartışma ve eleştiriye kesinlikle izin verilmez. Okul çağındaki her öğrencinin bir Tevrat'ı vardır ve sınıflarda da ancak baş örtülü olmak şartıyla Tevrat okunabilir.[15]
[1] Osman Cilacı, Şamil İslam Ansiklopedisi: 6/215.
[2] Bkz. Ahmed Kahraman, Dinler Tarihi, İstanbul 1984; A. Lütfü Kazancı, İslam Akaidi, Marifet Yayınları: 117-118.
[3] Kitab-ı Mukaddes, Eski ve Yeni Ahit, İstanbul, 1965.
[4] Âl-i İmrân: 3/48, 50, 65, 93; el-Maide: 5/43, 44, 46, 66, 68, 110; el-Âraf: 7/157; et-Tevbe: 9/111; el-Feth: 48/29; es-Saf: 61/6; el-Cum'a: 62/5.
[5] M. Fuad Abdulbâki, el-Mu'cem, Kahire, 1964.
[6] Âl-i İmrân: 3/3.
[7] Âl-i İmrân: 3/48.
[8] Âl-i İmran: 3/50; el-Mâide: 5/110; es-Saf: 61/6.
[9] Âl-i İmran: 3/65.
[10] el-Maide: 5/44.
[11] el-Maide: 5/46.
[12] el-Maide: 5/66, 68.
[13] Hasan Basri Çantay, Kur'an-ı Hakîm, Meâl-i Kerim, İstanbul 1962, I-III.
[14] İbn Kesir, Tefsir, Beyrut, 1966, II, 3 vd.
[15] Osman Cilacı, Şamil İslam Ansiklopedisi: 6/215-216.