Musa’ya inen (veya Musa’nın yazdığı) Tevrat (Tesniye, 31/24, s. 210). Musa’nın ölüm sonrasından bahsediliyor (Tesniye, 34/5-12, s. 215)
“Allah’ı gördüler.” (Çıkış, 24/9, 10, 11, s. 78). “Allah’ı kimse görmemiştir.” (Yuhanna, 1/18, s. 92 -Ahd-i Cedid-).
“Allah’ı gören yaşamaz.” (Çıkış, 33/20, s. 89). Allah’ı gördü, sağ kaldı (Tekvin, 32/30, s. 33)
“Bilmedin mi? İşitmedin mi? Ebedî Allah, Rab, Dünyanın utçlarını yaratan, zayıflamaz ve yorulmaz; onun anlayışının derinliğine erilmez.” (İşaya, 40/28, s. 703). “Ve Allah yedinci günü mübarek kıldı ve onu takdis etti; çünkü Allah yaratıp yaptığı bütün işte o günde istirahat etti (yani yoruldu)” (Tekvin, 2/3, s. 2; s. 87). “Çünkü Rab gökleri ve yeri altı günde yarattı ve yedinci günde rahat etti ve dinlendi.” (Çıkış, 31/17, s. 87). “Yedinci günde istirahat etti.” (Çıkış, 20/11, s. 74)
Allah bir şeyi yaptığına nâdim (pişman) olur mu, olmaz mı? “Allah insan değil ki, yalan söylesin. Ve insan oğlu değil ki, nâdim olsun." (Sayılar 23/19, s. 160). “Allah nâdim oldu.” (Tekvin, 6/7, s. 5; s. 87). "Ve Rab yeryüzünde adamı yaptığına nâdim oldu ve yüreğinde acı duydu." (Tekvin, 6/6-7, s. 5); "Sen, kötülükten nâdim olan Allah'sın." (Yunus 4/-2, s. 875)
“O göklerde değildir ki, diyesin: Kim bizim için göklere çıkacak ve bizim için onu alıp getirecek ve bize işittirecek ki, onu yapalım?” (Tesniye, 30/12, s. 208) “Fakat imandan olan salâh böyle diyor: Kendi yüreğinde: Göke kim çıkacak?” (Tesniye, 30/12, 13) (Yani Mesih’i indirmek için) deme” (Romalılara 10/6, s. 162 -Ahd-i Cedid-)
"Çünkü kocan seni Yaratandır; onun ismi orduların Rabbidir; ve seni fidye ile Kurtaran İsrail'in Kuddûsüdür; ona bütün dünyanın Allahı denecektir." (İşaya, 54/5, s. 714)
“Ve Süleyman’ın cenk arabaları için kırk bin ahır bölüğünde atları vardı. Ve on iki bin atlısı vardı.” (I. Krallar, 4/26, s. 341) “Ve atlarla cenk arabaları için Süleyman’ın dört bin ahırı vardı ve on iki bin atlısı vardı. Ve Süleyman’ın yük taşıyan yetmiş bin ve dağlarda taş kesen seksen bin adamı, bunlardan başka Süleyman’ın işte çalışan kavmin üzerine hükmeden işin başında bulunan üç bin üç yüz baş kâhyaları vardı.” (I. Krallar, 5/15-16, s. 341). “Ve Süleyman yük taşıyan yetmiş bin adam ve dağlarda taş kesen seksen bin adam ve onların üzerinde iş başı olan üç bin altı yüz adam saydı.” (II. Tarihler, 2/2, s. 429)
(Mâbedin dökme denizi) “iki bin bat su alırdı.” (I. Krallar, 7/26, s. 344). “Ve içi üç bin bat su alırdı.” (II. Tarihler, 4/5, s. 431)
“Yahuda kıralı Asa’nın yirmi altıncı yılında Baaşanın oğlu Ela Tirtsada İsrail üzerine kıral oldu ve iki yıl kırallık etti.” (I. Krallar, 16/8, s. 357) “Asa’nın kırallığının otuz altıncı yılında İsrail kıralı Baaşa Yahuda’ya karşı çıktı ve Yahuda kıralı Aşa’nın yanına giren ve çıkan adam bırakmasın diye Rama şehrini yaptı.” (II. Tarihler, 15/1, s. 442). “Yahuda kıralı Asa’nın otuz birinci yılında Omri İsrail üzerine kıral oldu, on iki yıl kırallık etti; Tirtsada altı yıl kırallık etti.” (I. Krallar, 16/23; s. 358)
“Ahazya kıral olduğu zaman yirmi iki yaşında idi ve Yeruşalim’de bir yıl kırallık etti. Ve anasının adı İsrail kıralı Omrinin kızı Atalya idi.” (II. Krallar, 8/26, s. 377). “Ahazya kıral olduğu zaman kırk iki yaşında idi ve Yeruşali’de bir yıl kırallık etti. Ve anasının adı Omrinin kızı Atalya idi.” (II. Tarihler, 22/2, s. 448)
“Yehoyakin kıral olduğu zaman on sekiz yaşında idi ve Yeruşalim’de üç ay kırallık etti.” (II. Krallar, 24/8, s. 396). “Yehoyakin kıral olduğu zaman sekiz yaşında idi ve Yeruşalim’de üç ay on gün kırallık etti.” (II. Tarihler, 36/9, s. 464)
“Ve Gibeonun babası, Yeiel Gibeonda otururdu, karısının adı Maaka idi ve ilk oğlu Abdon ve Tsur ve Kiş ve Baal, ve Nadab ve Gedor ve Ahyo ve Zeker ve Miklot.” (I. Tarihler, 8/29, s. 408). (Hemen bir sayfa sonra:) “Ve Gibeonda Gibeonun babası Yeiel otururdu, onun karısının adı Maaka idi; ve ilk oğlu Abdo, ve Tsur ve Kiş ve Baal ve Ner ve Nadab ve Gedor ve Ahyo ve Zekarya ve Miklot.” (I. Tarihler, 9/35-37, s. 409)
“Ve Ahaz Yehoaddanın babası oldu; ve Yehoadda Alemetin ve Azmevetin ve Zimrinin babası oldu.” (I. Tarihler, 8/36, s. 408). (Hemen bir sayfa sonra:) “Ve Ahaz Yaranın babası oldu ve Yara Alemetin ve Azmevetin ve Zimrinin babası oldu.” (I. Tarihler, 9/42, s. 409)
Harun put yaptı ve buzağı heykeline taptı: Çıkış, 32/1-6, s. 87. “Ve Rabbin mukaddesi Harun’u kıskandılar.” (Mezmurlar, 106/16, s. 604)
“Fahişelik ettikleri zaman kızlarınızı ve zina ettikleri zaman gelinlerinizi cezalandırmayacağım.” (Hoşea, 4/14, s. 858). “Ve başka birinin karısı ile zina eden, komşusunun karısı ile zina eden adam, hem o, hem kadın mutlaka öldürülecektir.” (Levililer, 20/10, s. 120)
Kötülüklere ceza ve mükâfât: “Yahuda’nın ilk oğlu Er Rabbin gözünde kötü idi ve Rab onu öldürdü.” “Onan kardeşine zürriyet vermesin diye yere dökerdi. Ve yaptığı şey Rabbin gözünde kötü oldu ve onu da öldürdü.” (Tekvin, 38/7 ve 9, 10) ve devamında anlatılıyor ki, bu oğulların babaları Yahuda, gelini Tamala zina ediyor, her ikisi de ne öldürülüyor, ne de kendilerine başka ceza veriliyor. Tam tersine, bu zina ürünleri Davud’un ve İsa’nın ataları oluyor, yani şerefli kılınıyor (İsa’nın ve Davud’un ataları için bkz. Matta, 1/3, s. 1 -Ahd-i Cedid-)
“Saul’un kıralı Mikal’ın ölüm gününe kadar çocuğu olmadı” (II. Samuel, 6/23, s. 312). “Beş çzocuğu oldu” (II. Samuel, 21/8, s. 329)
“Davud Hadadezer’den 1700 atlı aldı.” (II. Samuel, 18/8, s. 313). Davud Tıbhat’tan ve Kun’dan tunç aldı” (I. Tarihler, 18, s. 418)
“Toi, Yoram, Seraya” (II. Samuel, 8/9, 10, 17, s. 314). “Tou, Hadoram, Şavşa” (I. Tarihler, 18/9, 10, 16, s. 418)
Davud Suriyelilerden yedi yüz araba, cenkçiler ile kırk bin atlı telef etti. (II. Samuel, 10/18, s. 315). Davud Suriyelilerden yedi bin araba, cenkçiler ile kırk bin yaya asker öldürdü (I. Tarihler, 19/18, s. 419)
“Davud’un yiğitlerinin adları şunlardır: Üçlerin başı, Tahkemonlu Yoşebbaşşebet, bir kerede vurulmuş sekiz yüz kişiye karşı olan Etsnî Adino o idi” (II. Samuel, 23/8, s. 332). “Davud’un yiğitlerinin sayısı şudur: Hakmonî’nin oğlu, otuzların başı, Yaşobeam; üç yüze karşı mızrağını kaldırdı.” (I. Tarihler, 11/11, s. 410)
“Ve İsrail’e karşı Rabbin öfkesi yine alevlendi ve: Git, İsrail’i ve Yahuda’yı say diye Davud’u onlara karşı tahrik etti.” (II. Samuel, 24/1, s. 333). “Ve şeytan İsrail’e karşı kalktı ve İsrail’i saymak için Davud’u tahrik etti.” (I. Tarihler, 21/1, s. 419)
“Ve Yoab yazılanların sayısını krala verdi ve İsrail’de kılıç çeken sekiz yüz bin yiğit vardı ve Yahuda adamları beş yüz bin kişi idi.” (II. Sauel, 24/9, s. 333). “Ve Yoab yazılan kavmin sayısını Davud’a verdi. Ve bütün İsrail, kılıç çeken bin binler ve yüz bin kişi idi” (bin binler = bir milyon, ve yüz -bir milyon yüz bin-) “Ve Yahuda kılıç çeken dört yüz yetmiş bin kişi idi.” (I. Tarihler, 21/5)
“Ve Gad Davud’a gelip ona bildirdi ve kendisine dedi: Sana memleketinde yedi kıtlık yılı mı gelsin?” (II. Samuel, 24/13, s. 334). “Ve Gad Davud’a gelip ona dedi: Rab şöyle diyor: İstediğini al: Ya üç yıl kıtlık...” (I. Tarihler, 21/11, s. 419-420)
“İnsanın ömrü en çok 120 yıl olacaktır.” (Tekvin, 6/3, s. 5). “Nuh 950 yıl yaşadı.” (Tekvin, 9/29, s. 8)
“Gemiye her yaşayandan ikişer gelecek.” (Tekvin, 6/19-20,s. 6). “Gemiye her yaşayandan yedişer gelecek.” (Tekvin, 7/2-3, s. 6)
“Ve Abram dedi: Ya Rab Yahova” (Tekvin, 15/2, s. 12). “Ben Rabbım ve İbrahim’e... Yehova ismimle mâlum olmadım” (Çıkış, 6/2-3, s. 58)
Kurban İshak idi (Tekvin, 22. bap, s. 19). Biricik oğlu idi (İsmail) (Tekvin, 22. bap, s. 19). "Ve Abramın karısı Saray ona çocuk doğurmadı; ve Sarayın bir cariyesi, bir Mısırlı vardı, ve onun adı Hacardı... Ve Hacarın yanına girdi, ve o gebe kaldı; ve gebe kaldığını görünce, kendi hanımı gözünde küçüldü... Ve Hacar Abrama bir oğul doğurdu, ve Abram Hacarın doğurduğu oğlun adını İsmail koydu. Ve Hacar Abrama İsmaili doğurduğunda Abram seksen altı yaşında idi." (Tekvin, 16/1, 4, 15) "Ve İbrahim, oğlu İshak kendisine doğduğu zaman, yüz yaşında idi." (Tekvin, 21/5, s. 18). Demek ki, İsmail'in doğduğundan tam on dört sene sonra İshak doğmuştu. İsmail ilk ve ondört sene tek çocuk idi. "Şimdi oğlunu, sevdiğin biricik oğlunu... kurban olarak takdim et... kendi biricik oğlunu benden esirgemedin... ve biricik oğlunu esirgemedin." (Tekvin, 22/2, 12, 16)" . "Ama, bu biricik oğulun ismi İshak olarak açıklanır: "Şimdi oğlunu, sevdiğin biricik oğlunu, İshakı al ve Moriya diyarına git... kurban olarak takdim et." (Tekvin, 22/2, s. 22). "Ve İbrahim Allaha dedi: Keşke İsmail senin önünde yaşıyabilse!" (Tekvin, 17/18, s. 14; Demek ki, o kurban olacaktı.)
“Bütün canlar otuz üçtü.” (Tekvin, 46/15, s. 48) (Saydığımızda otuz dört çıkıyor.)
“Yakub’un evinin Mısar’a gelen bütün canları yetmiş idi.” (Tekvin, 46/27, s. 48). “Yakub’u ve bütün akrabası yetmiş beş canı çağırdı.” (Rasullerin İşleri, 7/14, s. 126 -Ahd-i Cedid-)
“Mısırlıların bütün hayvanları öldüler.” (Çıkış, 9/6, s. 62). “Hayvanlarını evlere kaçırdı... Hayvanlarını tarlada bıraktı.” (Çıkış, 9/20-21, s. 62)
“Harun Hor dağının tepesinde öldü.” (Sayılar, 20/27-28, s. 156 ve Sayılar 33/39, s. 172). “Harun Mosera’da öldü ve orada gömüldü.” (Tesniye, 10/6, s. 187)
“Zina eden İsrailoğullarından vebada ölenler 24 bin kişi idi.” (Sayılar, 25/9, s. 162). “23 bin kişi idi.” (I. Korintoslulara, 10/8, s. 176 -Ahd-i Cedid-)
“Husyesi ezilmiş, yahut uzvu kesilmiş olan adam Rabbın cemaatına girmeyecektir.” (Tesniye, 23/1, s. 200). “Göklerin melekûtu uğrunda kendilerini hadım edenler de vardır. Bunu kabul edebilen etsin.” (Matta, 19/12, s. 21 -Ahd-i Cedid-)
Davud, Yesse’nin 8. oğlu (I. Samuel, 16/10-11, s. 288). Davud, Yesse’nin 7. oğlu (I. Tarihler, 2/14-15, s. 400)
Davud, Rabbın sandığını Filistî’ler Savaşından sonra taşıdı (giydi) (II. Samuil, 6/10-13, s. 312). Savaştan önce aldı (I. Tarihler, 13-14, s. 413)
Abşaloma 3 oğulla bir kız doğurdu ve kızın adı Tamar’dı (II. Samuel, 14/27, s. 320). Talmay’ın kızı Maaka’nın oğlu Abşalom (I. Tarihler, 3/2, s. 401). Abşalomun kızı Maaka’yı aldı, Abiya’yı doğurdu (II. Tarihler, 11/20, s. 439)
Babil esaretinden sonra Yeruşalim’e ve Yahuda’ya dönmüş bulunanların sayılarını veren Ezra bab 2 (s. 466-467) ile Nehemya bab 7 (s. 482-483) arasında en yirmi çelişki mevcuttur. Ayrıca Ezra 30. cümlede, Mağbiş oğullarının 156 kişi olduklarını zikrederken Nahemya bunu unutmuştur. Burada çok ilginç bir hâdise çıkıyor. Şöyle ki: Nahemya’nın adetlerini verdiği 41 cemaatın nüfus miktarını tek tek toplarsanız 31089 kişi tuttuğunu göreceksiniz. Ezra’nın saydığı 42 cemaatın nüfus miktarı ise toplam 29818 tutmaktadır. Ne var ki bu farklı sonuçlarına rağmen her ikisi de toplam nüfusu 42360 kişi olarak vermektedir. Sonuçları birbirinden farklı olmasına rağmen nasıl oluyor da her ikisi kendi hesaplarıyla çelişen bir sayıda (42360) ittifak edebiliyorlar? Nahemya 31089’a 1127 sayısını, Ezra da 29818’e 12542 sayısını ekleyerek 42360’da karar kılmışlardır. İşte bu çelişkileri yakından görelim:
“Arah oğulları, yedi yüz yetmiş beş (775)” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Arah oğulları, altı yüz elli iki (652)” (Nehemya, Bab 7, s. 482)
“Yeşua ve Yoab oğullarından Pahat-moab oğulları, iki bin sekiz yüz on iki (2812).” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Yeşua ve Yoab oğullarından Pahat-moab oğulları, iki bin sekiz yüz on sekiz (2818)” (Nehemya, Bab 7, s. 482)
“Zattu oğulları, 945” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Zattu oğulları, 845” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Bani oğulları 642” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Binnuy oğulları, 648” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Bebay oğulları 623” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Bebay oğulları, 628” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Azgad oğulları, 1222” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Azgad oğulları, 2322” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Adonikam oğulları, 666” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Adonikam oğulları, 667” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Bigvay oğulları, 2056” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Bigvay oğulları, 2067” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Adin oğulları, 454” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Adin oğulları, 655” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Betsay oğulları, 323” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Betsay oğulları, 324” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Haşum oğulları, 223” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Haşum oğulları, 328” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Beyt-lehem oğulları, 123, Netofa adamları, 56 (toplam 179)” (Ezra, Bab 2, s. 466). “Beyt-lehem ve Netofa adamları, 188) (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Beyt-el ve Ay adamları, 223” (Ezra, Bab 2, s. 467). “Bey-el ve Ay adamları, 123” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Lod, Hadid, ve Ono oğulları, 725” (Ezra, Bab 2, s. 467). “Lod, Hadid, ve Ono oğulları, 721” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Senaa oğulları, 3630” (Ezra, Bab 2, s. 467). “Senaa oğulları, 3930” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“İlâhiciler: Asaf oğulları, 128” (Ezra, Bab 2, s. 467). “İlâhiciler: Asap oğulları, 148” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Kapıcılar oğulları ve diğerleri 139” (Ezra, Bab 2, s. 467). “Kapıcılar ve diğerleri 138” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Delaya oğulları, Tobiya oğulları, Nekoda oğulları 652” (Ezra, Bab 2, s. 467). “Delaya oğullları, Tobiya oğulları, Nekoda oğulları, 642” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
“Bütün cemaat, toptan, 42360 kişi idi; ve onların erkek ve kadın iki yüz ilâhicisi vardı.” (Ezra, Bab 2, s. 467). “Bütün cemaat, toptan, 42360 kişi idi; ve onların erkek ve kadın iki yüz kırk beş ilâhicisi vardı.” (Nehemya, Bab 7, s. 483)
Nuh (a.s.) sarhoş (Tekvin, 9/20-22, s. 8); Lût (a.s.) sarhoş (Tekvin, 19/30-36, s. 17). Şarap aklı alır (Hoşea, 4/11, s. 858). Ahd-i Cedid'de Hz. Yahya için şöyle denihr: "Çünkü Rabbın gözünde büyük olacak, şarap ve içki içmeyecek." (Luka, 1/15, s. 56)
Günah şahsîdir (Hezekiel, 18/20-22). Günah, 3. ve 4. nesle ceza (Çıkış, 20/5, s. 73) veya 10. nesle ceza (Tesniye, 23/2-3, s. 200) (Dolayısıyla suç işlemeyen tüm insanlık suçlu: İnciller)
“İyilik ve kötülüğü bilme ağacından yemeyeceksin. Çünkü ondan yediğin günde mutlaka ölürsün.” (Tekvin, 2/17, s. 2). Yedi, ölmedi ve 932 sene yaşadı, sonra öldü (Tekvin, 5/5, s. 4)
“Karının sözünü dinlediğin için... toprak senin yüzünden lânetli oldu.” (Taekvin, 3/17). “Sara’nın sana söylediği her şeyde onun sözünü dinle (Allah İbrahim’e dedi).” (Tekvin, 21/12, s. 18)
Bilime terslik: “Yerin ucu” vardır: “Onların âhengi bütün dünyaya, ve sözlerin yerin ucuna varmıştır.” (Mezmur, 19/4, s. 549). “Onların âhengi bütün dünyaya, ve sözleri yerin uçlarına varmıştır.” (Romalılara 10/18, s. 163 -Ahd-i Cedid-). (Dünyanın yuvaklak olmadığına bu sözlerle delil getirildi ve Galile’ye ve onun gibi bilim adamlarına zulmedildi.)
Yahûdiler seçilmiş millettir, mukaddestir, diğer kavimlerden üstündür (Tesniye, 14/2, s. 191; Çıkış, 19/5-6, s. 73; Levililer, 26/12, s. 127). “Yahudiler peygamber katilleridir ve bütün peygamberlerin dökülen kanı bu nesilden sorulacak.” (Luka, 11/47-51, s. 73 -Ahd-i Cedid-). Yahudiler helâka müstahakdırlar (Luka 20/16, s. 84 ve Matta, 21/41, s. 24 -Ahd-i Cedid-).
Bir taraftan zina büyük suç sayılır, hatta ona yol açan harama bakmak sert ifadelerle kınanırken, öbür taraftan, peygamberler bile zina eder, hatta kızıyla zina edenler sözkonusu edilir. "Ve başka birinin karısı ile zina eden, komşusunun karısı ile zina eden adam, hem o, hem kadın mutlaka öldürülecektir." (Levililer, 21/10, s. 120). Homoseksüelliğin ve hayvanla yatmanın cezası da ölümdür (Levililer, 21/13-16, s. 120). "Fakat ben size derim ki, zinadan başka bir sebeple karısını boşıyan adam onu zaniye eder; ve kim boşanmış kadınla evlenirse, zina eder." (Matta, 5/32, s. 5) "Zina etmeyeceksin" (Çıkış, 20/14, s. 74 -On Emir'den biri-) "Zina etmeyeceksin' denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde onunla zina etmiştir. Ve eğer sağ gözün sürçmene sebep oluyorsa onu çıkar, ve kendinden at; çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedeninin cehenneme atılmasından iyidir." (Matta, 5/27, 28, 29). Bunlara rağmen, Yahuda, kim olduğunu bilmeden, kötü kadın zannederek geliniyle yatıyor. Gelini hâmile kalıp ikiz doğuruyor. (Tekvin, 38/15, 16, 18, 24, s. 39). Bu olay Kitab-ı Mukaddeste kınanmıyor, zina ürünü bu çocuklar, şerefli kılınarak Hz. İsa'nın soyunu teşkil ediyor.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama bu kadarı yeterli diye düşünüyorum. Konuyu Kur'ân-ı Kerim'den iki âyetle bağlayalım: "Vay haline o kimselerin ki Kitab'ı (Tevrat'ı) elleriyle yazarlar, sonra o yazdıkları şeyi az bir para karşılığında satmak için 'Bu Allah katındandır' derler. Ellerinin yazdıklarından ötürü vay haline onların! Yine kazandıklarından ötürü vay haline onların!" (2/Bakara, 79) "Hâlâ Kur'an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı, onda birçok ihtilâf (tutarsızlık, çelişki) bulurlardı." (4/Nisâ, 82)
Ahd-i Atik'deki bu ve benzeri çelişkiler yanında, birbirinden tümüyle kopye, daha doğrusu % 100 plagiarizm, yani çalmalar da vardır. Meselâ, II. Krallar, 19. Bölüm (s. 390-391) ile, İşaya, 37. bölüm (s. 699-701) kelimesi kelimesine aynıdır. Halbuki bu iki bölüm, değişik çağlarda yaşayan iki ayrı yazara atfedilir. Biri, diğerinden çalmıştır. Bu hırsızlığı Allah'a, Allah'ın değiştirilmemiş vahyine yakıştırabilir miyiz?
Not: Sayfa numaraları, Kitabı Mukaddes Eski ve Yeni Ahit (Tevrat ve İncil) adıyla Kitabı Mukaddes Şirketi tarafından 1976 yılında yayınlanan baskı esas alınmıştır.)