1) İlk işgal ve ihyâ:

 

Diğer mubah şeylere mâlik olabilmek için meşrû zilyedlik (ihraz) yeterli iken, toprak mülkiyetinde buna ihyâ şartı da eklenmiştir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Henüz hiç kimsenin eline geçmemiş bulunan bir şey, onu ilk ele geçiren kimseye ait olur" (Ebû Dâvûd, İmâre, 36). Bu hadisi duyan sahabilerin araziye dağılarak işgal etmek istedikleri toprak parçalarını adımlayıp işaretlemeye başladıkları nakledilir. Başka bir hadiste ise ihya şartı açıklanır: "Kim ölü bir toprağı ihya ederse, bu toprak onun olur. Haksız verilen emek için bir hak yoktur" (Buhârî, Hars, 15; Ebû Dâvud İmâre, 37; Tirmizî, Akhâm, 38; Mâlik, Muvatta', Akdiye, 26, 27; Dârimî, Büyû', 65).

Toprağı işgal edip, ihya etmeksizin uzun süre bekletenlerle ilgili olarak, Allah elçisi şöyle buyurmuştur: "Âd'tan kalma Allah'ın, Rasûlünün ve sonra sizindir. Kim ölü araziyi ihya ederse ona sahip olur. Çeviren üç yıl içinde ihya etmemişse, bundan sonra bir hakkı kalmaz" (Ebû Yûsuf, el-Harâc, Kahire,1396, s. 70). Nitekim mücerred olarak arazi çevirmenin mülkiyet ifade etmeyeceğini ve bunun belli süre içinde ihya edilmesi gerektiğini Hz. Ömer şöyle belirtmiştir: "Ölü araziyi kim ihya ederse onun olur. Çeviren üç yıl içinde ihya etmezse, çevirdiği arazi üzerinde bir hakkı kalmaz" (Ebû Yûsuf a.g.e., s. 71). Bu duruma göre, arazinin etrafını çevirmek veya ilk işgalde bulunmak üç yıl süreyle öncelik hakkı vermektedir. Buna üç yıl içinde ihya şartı da eklenirse, toprak üzerinde mülkiyet hakkı doğmaktadır.