3) Sulh yoluyla İslâm ülkesine katılan topraklar,

 

Bunlar diğer sahipsiz topraklar gibi Devlet mülkiyetine geçer. Bunlar, gerektiğinde özel şahıslara da dağıtılabilir. Nitekim, Fedek arazisi kendi mülkleri bulunmayan Muhacirlerle, ihtiyaç içindeki Medineli üç Sahabeye taksim edilmiştir (er-Râzî, et-Tefsîru'l-Kebîr, XXIX, 284-285).

Sulh yoluyla İslâm ülkesine katılan veya savaşla fethedildiği halde sahipsiz bulunan topraklar devlet mülkiyetine geçtiğinden, bu topraklar ancak devlet başkanının tahsis etmesi (ikta) ile özel mülkiyete konu olabilir. Devletin şahıslara tahsis edeceği bu topraklar arazinin bulunduğu bölgeye göre öşür veya harac vergisine tabi olur (İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, İstanbul 1306, III, 288). İmam Ebû Yûsuf Irak'taki bu çeşit topraklardan söz ederken şunları saymıştır: İran devlet başkanına (Kisrâ), vezirlere, hanedana ve savaştan önce veya savaş sırasında ölen ya da ülkeyi terk edenlere ait sahipsiz topraklar. Devlet bu çeşit toprakları istediği kimselere ikta etme yetkisine sahiptir (Ebû Yusuf, el-Harâc, 62, 63, 64, 65).