12) Eceli Gelenlerin Ruhlarını Kabzetmek:

 

Meleklerin en önemli ve en büyük görevlerinden biri de; insanların eceli gelince, yaratan Rabbu’l-Alemin’in izniyle onların ruhlarını kabzetmektedir. Bunlara, ölüm meleği denir. Bunların başı, dört büyük ve mukarreb melekten biri olan Azrail’dir (a.s.). Canları yaratan Allah Teala’nın ilahi hikmeti, ruhların kabzedilmesini, mukarreb olan meleklerden birine havale etmeyi gerektirmiştir. Kur’an’da şöyle buyrulur:

“De ki, size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” (Secde: 32/11)

Görüldüğü gibi ayette o, Melekü’l-mevt diye adlandırılan, büyük bir melektir.

Ruhların tek bir melek, yani Azrail (Abdulcebbar) tarafından mı, yoksa bir çok melek aracılığıyla mı alındığı konusu tartışmalıdır. Çünkü bu sorunun cevabı, Kur’an’da açık ve kesin değildir. Mesela şu ayette onların birden çok olduğu ifade edilmiştir:

“...Artık birinize ölüm gelince, elçilerimiz onun canını alırlar....” (En’am: 6/61)

Meali verilen Secde suresinde (32/11) ise, ruhların yalnız bir melek tarafından alındığı açıklanmıştır. Cumhurun kabul ettiği bir görüşe göre; ölüm meleği bir tanedir. Ancak o, pek çok yardımcı melekle güçlendirilmiştir. Aralarında, askerlerle komutanları arasındaki ilişki gibi manevi bir bağ kurulmuştur. Bu husus, bir de; güneşin ışınlarının tek bir merkezden bir anda dünyamızın her bir cüzüne ulaşmasına benzetilebilir. Allah (c.c.) melekü’l-mevti (ölüm meleğini) yarattı. Ona ruhları kabzetme, onu bedenlerden ayırma yetkisi verdi. Onunla beraber olacak, emirlerine uyarak işleri yapacak birorduyu da yanına verdi.[1] Bu durumda; ruhları kabzeden Melekü’l-mevt’tir. Uygulayanlar emrindeki yardımcılarıdır. Ruhu ve cesedi bilfiil öldüren ise, Allah Teala’dır.[2]

Bazı sahih hadislerde; salih amel sahibi mü’minlere ölüm meleğinin daha yumuşak davrandığı ve ölümün onlar için daha kolay olacağı, buna karşılık ölüm meleğinin kötülük ve isyan içinde olanlara görevini daha sert ve acımasız uygulayacağı ve böyle kişilerin ölümlerinin daha zor olacağı beyan edilmiştir. Ancak bu husus, kesin ve sürekli geçerli bir kanun hükmünde değildir.[3]  

Müslümanlara düşen; kesin naslarla sabit gaybi bir hakikat olan ölümle ilgili gerçeklere ve ölüm meleğine kesin olarak inanmasıdır. Meleklerin çeşitli görevleri Kur’an ve hadislerle belirtilmiş ise de, Cibril ve Mikâil[4] dışındaki meleklerin isimleri kesin naslarla bildirilmemiştir. Onların isimlerini ve herbirinin özelliklerini Allah (c.c.) bilir. Ölüm meleği, bazı kitaplarda Azrail olarak adlandırılmış ise de, bu husus, inanılması zorunlu kesin bir bilgi sayılmaz. İslam Ansiklopedisi Leyden baskısı tercümesinde yer alan Azrail maddesinde, İslam alimlerince muteber sayılmayan ve güvenilmeyecek derecede İsrailiyata geniş yer verilmiştir.[5]


 

[1] En’am: 6/61.

[2] Kurtubi, el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an: 14/94.

[3] M.S. Ramazan el-Buti, Kubra’l-Yakiniyyat el-Kevniyye, tercüme Mehmet Yolcu, 278-280, 312-313.

[4] Bakara: 2/98.

[5] Ali Arslan Aydın, Şamil İslam Ansiklopedisi: 4/130-131.