Câmilerde kaarî (çoğulu kurrâ) tarafından Kur’an tilâvet edilmesi âdetine Emevîler döneminden itibaren rastlanmaktadır. İbn Cübeyr’e göre Emeviyye Câmiinde kaarîler (kurrâ), sabah ve ikindi namazlarından sonra düzenli bir şekilde Kur’an okurdu. Özellikle Cuma vb. günlerde Kur’an tilâvetine önem verilirdi. Osmanlılar’da selâtîn câmilerinde cüzhân adı verilen kaarîler, namazlardan önce Kur’an’dan birer cüz okurlardı. Selâtîn câmilerinde cüzhanlar için müstakil kürsüler yapılmıştı. Bunlar vâiz kürsülerinden daha küçük olup genellikle iki duvar arasına yerleştirilmişti. Bazı câmi ve türbelerde ise ücretleri bir vakıf tarafından karşılanan ve gece gündüz aralıksız bir şekilde nöbetleşerek Kur’an okuyan kaarîler bulunurdu. (Nice mescid vb. yerlerde sürdürülen bu gelenek, Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölümünde, Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar, yaklaşık 500 yıl süreyle sürdürülmüştü. Sonra siyasî rejim tarafından kaldırılan bu âdet, 1970’li yıllarda yeniden başlatılmış olup, hâlen devam ettirilmektedir.