Namaz ve Cemaat:

 

İslâm cemaatinin en küçük örneği, müslümanların namazda bir araya gelmeleridir. Namaz cemaati, İslâm cemaatini oluşturmada çarpıcı bir örnektir. Peygamberimizin cemaatle namaz kılmayı niçin sık sık tavsiye, hatta emrettiği bu nedenle daha iyi anlaşılır. Mü’minler kendi aralarında seçtikleri ya da uygun gördükleri bir namaz imamının arkasında bir farz namazı kılmak üzere cemaat olurlar. Onun arkasında saf tutarlar. Namaz içerisinde onun komutuyla rükû ve secde yaparlar. İmamın okuyuşu cemaat için yeterli sayılır. Onunla birlikte hareket ederler, onunla beraber namazı tamamlarlar. Namaz için bir imama uyan mü’min, namazdaki bütün hareketleri imamla birlikte ama ondan sonra yapar, aynı zamanda da o imama uyan diğer mü’minlerle beraber yapar. Namazda kendi başına hareket etmez, diğer müslümanlarla birlikte aynı amacı gerçekleştirmeye, yani namazı ikame etmeye (yerine getirmeye) çalışır.

Cemaatle kılınan namazdaki hiyerarşik düzen, müslümanların oluşturacağı toplumun düzenine de bir işarettir. Namazda önde imam olur ve bütün cemaat yerin genişliğine göre onun arkasında sıra halinde saf  tutar. Buradaki düzen piramit düzeni değil; eşitlik ve kardeşlik düzenidir. Çünkü İslâm cemaatinde soylular ve  imtiyazlılar sınıfı yoktur. Hiç kimse diğerinden üstün değildir. Seçtikleri imam bile onlardan biridir ve yalnızca namazda onların  bir adım önündedir.

Peygamberimiz (s.a.s.) bir çok hadisinde müslümanlara cemaat olmayı teşvik etmekte, bunun önemini bildirmektedir. Bunun yanında cemaatle namaz kılmayı çok önemsemekte, mü’minlerin cemaatle namaz kılarak çok fazla karşılık alacaklarını haber vermektedir. Kur’an Hz. Peygamber’e, düşman korkusu olsa bile mü’minlere namazı cemaatle kıldırmasını emretmektedir (4/Nisâ, 101-102). Cemaatle namaz, İslâmî cemaatin temelini atar, cemaat şuurunu kazandırır. Bu nedenle cemaatle kılınan namazın derecesi tek başına kılınana göre yirmi beş, veya yirmi yedi derece daha yüksektir (Buhârî, Ezan 30, 1/166; Müslim, Mesâcid 42, hadis no: 649, 1/449; Ebû Dâvud, Salât, hadis no: 559, 1153;  İbn Mâce, Mesâcid 16, hadis no: 786-790, 1/258; Tirmizî, Salât 245, hadis no: 330, 2/150).

İslâm’a göre cemaat olma o kadar önemlidir ki, iki kişi bir araya gelseler, hemen cemaat olmaları tavsiye edilir (Buhârî, Ezan 35, 1/167; İbn Mâce, İkametü’s-Salât 44, hadis no: 972-975, 1/312; Nesâî, İmâmet 43-44, 2/80). Cemaate devam etmenin sevabı kadın ve erkek mü’minler için aynı derecededir. Peygamberimiz kadınların cemaate gelmelerine engel olunmamasını  istemiştir (Buhârî, Ezan 162, 1/218; Müslim, Salât 30, hadis no: 442, 1/326; Ebû Dâvud, Salât 52, hadis no: 565-568, 1/155).

Müslümanlar, farz namazları, Cuma ve bayram namazlarını cemaatle kılarlar. Cuma ve bayram namazlarının ancak cemaatle kılınması, tek başına kılınmasının mümkün olmaması oldukça önemlidir. Şüphesiz Cuma ve bayram, mü’minlerdeki cemaat şuurunu kuvvetlendirir, onları birbirine yaklaştırır, aralarındaki kardeşlik ilişkilerini artırır. (13)