"İlk günden takvâ üzere yapıldığı" bildirilen mescidin Kubâ Mescidi, veya Peygamberimiz'in Medine'deki mescidi, yani Mescid-i Nebevî olduğu hakkında iki görüş vardır. Tirmizî ve Müslim'in rivâyetlerine göre bu, Mescid-i Nebevî'dir (Tirmizî, Tefsîr Sûre 9; Müslim, Hac; et-Tâc, 4/136). Fakat âyetin söz akışından bunun, Kubâ Mescidi olduğu anlaşılmaktadır. Peygamberimiz (s.a.s.), ara sıra, bazen yürüyerek ve bazen binekle gelip namaz kıldığı bu mescid için; "Kubâ mescidinde namaz kılmak, bir umre yapmak gibidir" (İbn Mâce, İkamet 197; Tirmizî, Mevâkît 125) buyurmuştur (İbn Kesîr, Tefsîr 2/390).
Takvâ mescidi, sadece Allah rızâsı için ve samimi müslümanlar tarafından yapılan mescid olmakla kalmaz; aynı zamanda, orada kötü sıfatlardan arınmış, içi ve dışı temiz insanların bulunduğu belirtilir (9/Tevbe, 107). Dırar mescidinde içi dışı fısk ve fücur dolu, maddî ve mânevî yönden kirli insanlar; Takvâ mescidinde ise, Allah'tan korkan, içi ve dışı temiz insanlar bulunur.