Nefis Tezkiyesi:

 

Tezkiye; temizlemek, arındırmak demektir. Nefsimizdeki kötü yönelimleri temizlemenin yollarını Rabbimiz bize öğretmiştir. Bunları özetleyecek olursak: Allah’ı çokça zikretmek/anmak; Biz O’nu görmesek de O’nun bizi gördüğü bilinciyle hareket etmektir. Tezkiye, Allah’ın âyetleri üzerinde düşünüp taşınmak, O’nun rahmetini, büyüklüğünü, sonsuz lütfunu kabul etmek; tabiattaki ve toplumdaki olayların nasıl birer âyet olarak onların Yaratanına tanıklık ettiğini düşünmek; iyiliksever, şefkatli, öğütleyici, nasihat edici, eğitici olmak; kâfirlere karşı sert, mü’minlere karşı yumuşak olmak, helâl kazanmak, helâl yemek, Allah için nefret etmek, Allah için sevmektir.

Nefsi tezkiye etmek; içki, kumar, zinâ, rüşvet, yalan, iftira, haksız kazançtan kaçmak, fâiz yememek, gıybet etmemek, harama bakmamak, kötü zanda bulunmamak, tekelcilik ve karaborsacılık yapmamak, yalancı şâhitlikte bulunmamak, kötülüğe teşvik etmemekle olur.

Yoksa, müridi şeyhe kul yapan, insanın hürriyetini mürşid lehine yok eden, miskinleştiren, irâdeyi yok eden, şeyhi yükseltip mâsumlaştıran tasavvuf anlayışıyla nefsin kötü eğiliminden kurtulmak mümkün değildir. Nefis tezkiyesi, ney ve kaval üfleyerek, şiş batırarak, sihirbaz ve canbazların yaptığı gibi ateş avuçlayıp kızgın demirler tutarak, râbıta yaparak ve silsile ezberleyerek, ibâdet yerine danslar yaparak, posta oturup el öptürerek olmaz. Nefis tezkiyesi, Allah’a gereğince kulluk yaparak olur.

Nefislerini tezkiye ettiklerini iddiâ eden bazı mutasavvıflar, ulûhiyete, rubûbiyete kalkışmakta, bazıları Allah’ın zâtını müşâhede ettiğini, kimisi öldükten sonra da dirilere tasarrufta bulunacağını iddia etmekte, kimi levh-i mahfûza hükmettiğini, oradaki yazıları değiştirdiğini, melekût âlemine çıktığını söyleyebilmektedir. Oysa, nefsini tezkiye eden kula kulluk yapmaktan, hevâsına kulluk yapmaktan kurtulandır. Yoksa, kendine kulluk yapmaya çağıran biri, nefsini tezkiye etmiş değil; şirkini arttırmış olur. Tezekkî, şahsiyetin kötülüklerden temizlenmesi, arındırılmasıdır. “(Nefsini/kendini) arındıran kurtuluşa ermiştir.” (87/A’lâ, 14).

Soınuç: Nefis, insanın kendisidir. İnsan ise, iki yönlü bir varlıktır. İyiye de eğilimlidir, kötüye de. Kur’an’da nefis, felsefecilerin dediği gibi ruh demek değildir. Tasavvufçuların iddiâ ettikleri gibi de nefis, bütünüyle mücâdele edilmesi gereken bir şey değildir. Nefsin fücur boyutuna karşı fıtrî ve vahyî âyetlerle mücâdele etmeli, benliğimizi arındırarak takvâ eylemlerinin ortaya çıkmasını sağlamalıyız. (10)