Münafıklarla Mü'minlerin Toplumsal Bağları

 

Münafıklar, her ne kadar mü'min sıfatını taşımıyorlarsa da, insanların gözünde kesin kâfir sıfatını da taşımazlar. İç dünyalarındaki dalgalanma, bazan iman yönüne, bazan da küfür yönüne yelken açar. Tabii ki durum, Allah katında münafığın küfür safında olduğu gerçeğini değiştirmez. Yalnız toplum içinde, kalplerindekini sakladıkları için müslümanmış gibi muamele görürler. Bu durum, eylem olarak fesat, anarşi, terör çıkarmadan oturdukları zaman için geçerlidir. Fesat çıkarmaya, toplumun huzurunu bozmaya yönelik hareketlere giriştikleri anda onlara gereken ceza verilir.

Her ne kadar sessizce oturdukları zaman onlara müslüman muamelesi yapmak gerekirse de, bu onlarla dost olmayı, velayet bağlarını gerektirmez. Onlardan her zaman sakınmak, temkinli olmak müslümanların yararınadır. Onların getirdikleri haberlere araştırmadan inanmamak gerekir. Yoksa toplumu ifsad edici sonuçlar ortaya çıkabilir. "Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla cihad et, onlara sert davran. Onalrın barınakları cehennemdir. Ne kötü yer!" (9/Tevbe, 73; Tahrim, 9) "Ey Peygamber, Allah'tan sakın, kâfirlere ve münafıklara itaat etme!" (33/Ahzâb, 1) "Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma. Allah'a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter. " (33/Ahzâb, 48)