Nifak, münafık insanın niteliğidir. İmânî konuda münafıklık eden, her şeyden önce içinden hiç inanmayan, sırf çıkarlarını korumak amacıyla mümin çevreye yalnızca dışından benzemeye çalışan kimsedir. Takiyye yapana gelince, kendisine karşı kullanılabilecek bir baskı ve tehditten korkarak ibadet ve inancından kısmen veya tamamen fedakarlık eden kimsedir. Onun bu tutumuna da “Takiyye” denir.
Ayrıca, arasında yaşadığı topluluğun, temel inançlarına bağlı olan, ancak ayrıntılarda onlardan farklı düşündüğü için, eleştirilerine ya da düşmanlık duygularına hedef olmaktan çekinen, bu amaçla onlar gibi gözüken ve onlara ayak uydurmaya çalışan insanın spekülatif tutumuna da yine takiyye denmiştir.. Bu nedenle genelde sünniler, şiîleri takiyye yapmakla suçlarlar[1] Mamafih takiyye münafıklık anlamında da kullanılır. Çünkü takiyye ile birbirini suçlayanların inançları arasında çoğu kez büyük uçurumlar bulunur. Öyle ki onlardan biri diğerini müşrik ya da kâfir sayar. Dolayısıyla bu korkunç suçlamanın, mal ve can konusunda bir tehlikeye neden olmaması için zayıf olan taraf, güçlü hasmının inançlarını onunla paylaşır gibi gözükür. Alimler, takiyyenin gerektiği yerde meşru olduğunu söylemiş, Kur'ân-ı Kerim'den kanıtlar göstermişlerdir. [2]
Ehl-i Sünnete göre müslümanların kendi aralarında birbirlerine karşı takiyye yapmaları caiz değildir. Esasen bir müslümanın -kendi kardeşi olan- bir diğer müslümana karşı imanî bir meselede ikiyüzlülük yapması zâten mümkün değildir. Çünkü müslümanların tümü Kur'ân-ı Kerim'e ve Rasûlullâh (sav)'ın sünnetine bağlıdırlar ve aynı gerçeklere inanırlar. Binaenaleyh inançları arasında -önemsiz ayrıntılar dışında- pek büyük farklar yoktur. Bu nedenle bir müslümanın, çıkar uğruna bir diğer müslümana, onun gibi gözükmeye çalışması için herhangi bir neden yoktur. Şu varki hayatı, islamî ölçülerden nisbeten uzak bazı müslümanlar, amel ve ibadette titiz olan müminlerin yanında fayda sağlamak için onlara benzemeye çalışırlar ki buna takiyyeden çok riya demek gerekir. Elbette ki riya da büyük bir ahlâksızlıktır, rûhâni bir dalkavukluktur. Bu nedenle ahlâkçılar riyaya «Şirk-i asgar» küçük şirk demişlerdir.[3]
[1] Es-Seyyid Muhibbuddî El-Khatıyb, El-Khutût'ul-Arıydah adlı risalesinde takiyyeden ayrıntılı olarak söz etmekte ve şiî-imamîler'in, ehli sünnet'e karşı gerçek kanaatlarını gizlediklerini anlatmaktadır. Fazla bilgi için Bk. *Al-i İmran Suresi : 27 *Butlan'u Akıyda'tiş-Şia S.72 * el-Khutut'ul-Ariyda : S.54 *Milletlerarası Şiilik sempozyumu S.682 -739 - 750
[2] Kur'ân-ı Kerim 3/28, 16/106, 40/28
[3] Ferit Aydın, İslam’da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 159-160.