İslâm'daki duruma gelince; bu konuda genel bir prensip söylemek güçtür. Çünkü kadın şahsî bakımdan kocasına tâbi olmakla birlikte, kendisine ait bir mal üzerinde serbestçe tasarruf edebilmekte, her türlü hukukî muâmeleyi yapabilmektedir. O, her konuda dâvâ açabilir. Bunun için kocasının rızâsına da muhtaç değildir. Evlenme, kocaya karısının malları üzerinde hiçbir hak vermez. Serveti ne olursa olsun, kadın evin masraflarına katılmak zorunda değildir. Eşler arasında mal ayrılığı esası uygulandığı için, boşanma veya ölüm halinde problem çıkmaz.
Mal varlığı bakımından bu şekilde geniş hürriyete sahip olan kadın, şahsî bakımdan kocasına tâbîdir. Bu sebeple ailenin reisi kocadır. Çünkü o, daha güçlü ve hayat olayları karşısında daha dayanıklıdır. Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Erkekler kadınlar üzerinde hâkimdirler. Şu sebeple ki, Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlar) daha üstün kılmıştır" (4/Nisâ, 34). "Erkekler kadınlar üzerinde daha üstün bir dereceye sahiptirler" (2/Bakara, 228). Ancak İslâm, kadına, kocaya itaati emrederken, kocaya da kadına karşı birtakım ödevler yüklemiştir. Nitekim, Bakara sûresinde yukarıdaki âyetin devamında: "Erkeklerin meşrû şekilde kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır" buyurulur.
Nikâh teriminde erkeğin, kadının cinsel yönlerinden yararlanma anlamı vardır. Nitekim Hanefîlerin tarifi şöyledir: Nikâh; şer'an evlenme engeli bulunmayan bir kadının cinsel yönlerinden yararlanmayı erkeğe mubah kılan bir akittir. Müteahhirûn fakihleri bunu şöyle formüle etmişlerdir: Nikâh, kasden mülk-i mut'ayı ifade eden bir akittir (bk. İbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, vd., Bulak: 1315, II, 339 vd.; el-Meydânî, el-Lübâb, İstanbul (t.y.), III, 3; İbn Âbidîn, Reddül-Muhtâr, II, 355-357; eş-Şirbinî, Muğni’l-Muhtâc, lII,123; İbn Kudâme, el-Muğnî, Kahire (t.y.), VI, 445).
Evliliğin meşrûluğu Kitap, Sünnet ve icmâ delillerine dayanır. Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer ve dörder tane nikâh edin." (4/Nisâ, 3); "Sizden bekârları ve kölelerinizle câriyelerinizden sâlih olanları evlendirin. Eğer onlar yoksul iseler, Allah onları fazl u kereminden zengin kılar. Allah her şeye gücü yeten ve her şeyi bilendir." (24/Nûr, 32)
Evlilik konusunda pek çok hadis-i şerif nakledilmiştir. Allah elçisi, gençlere hitâben şöyle buyurmuştur: "Ey gençler topluluğu! Sizden kimin evlilik yükümlülüklerine gücü yeterse evlensin. Çünkü evlilik gözü daha çok (harama bakmaktan) korur ve iffeti daha fazla muhâfaza eder. Kimin evlenmeğe gücü yetmezse, oruca devam etsin. Çünkü oruç onun için bir kalkandır." (Buhârî, Savm 10, Nikâh, 2, 3; Müslim, Nikâh, 1, 3; Ebû Dâvud, 1; Tirmizî, Nikâh, 1; Nesâî, Sıyâm, 43, Nikâh, 3; İbn Mâce, Nikâh, 1; Dârimî, Nikâh, 2; Ahmed bin Hanbel, I/378, 424, 425). Evlenmenin meşrûluğu üzerinde bütün ümmetin görüş birliği vardır.