Bir erkek, hanımının maişetini sağlamakla yükümlüdür. Koca, bunu kendiliğinden sağlarsa mesele kalmaz. Aksi halde kadının başvurusu üzerine hâkim nafakaya hükmeder. Ancak koca fakir olur ve hâkimin hükmettiği nafakayı ödeyecek malı bulunmazsa durum ne olur? Acaba kadın buna dayanarak boşanma davası açabilir mi? Bu konuda iki görüş vardır.
a- Ebû Hanîfe'ye göre, bu sebebe dayanarak hâkimin boşamaya karar vermesi caiz değildir. Kadının sabretmesi, gerekirse kocasının izni ile çalışması ve kocasının nafakayı borçlanması gerekir. Kadın borçlanma yoluyla da nafakayı temin edemezse, kocası ölseydi ona kim nafaka verecek idiyse, ondan alır. Bunlar sonradan kocaya rücu ederler. Delil şu âyettir. "Eğer borçlu darlık içinde ise, o halde ona genişlik vaktine kadar mühlet vermek vardır." (2/Bakara, 280).
b- İmam Şâfiî, Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'e göre, kadın bu sebeple boşanma davası açabilir. Delili şu ayettir: "Siz kadınları cayılabilir (ric'ı) talâkla boşadığınız zaman, iddetlerini bitirmeye yakın, onları ya iyilikle tutun veya iyilikle boşayın. Yoksa haklarına tecâvüz için zararlarına olarak tutmayın” (2/Bakara, 231). Bu âyet, nafakası temin edilmeyen kadının zorla nikâh altında tutulamayacağını ifade etmektedir (eş-Şirazî, el-Mühezzeb, I, 174, 175). 1917 tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnâmesi bu konuyu Ebû Hanife'nin görüşüne uygun olarak düzenlemiştir.