İslâm gerçekçi bir dindir. Yani hükümleri, insan fıtratında var olan gerçekler dikkate alınarak konulmuştur. İnsanı en iyi tanıyan Cenab-ı Hak, bu durumlardan haberdar olduğu için, çekilmez hale gelen evliliklerin sona erdirilmesine müsade etmiştir: “Talâk (boşama) iki keredir. Sonra ya iyilikle geçinmek ya da güzellikle ayrılmak gerekir.” (2/Bakara, 229) "Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda iddetleri vaktinde boşayın, iddeti de sayın..." (65/Talâk, 1). Hz. Peygamber de "Allah nezdinde helâlin en sevimsiz olanı boşamadır." (Ebû Davûd, Talâk, 3) buyurmuştur.
Bu naslardan da anlaşılacağı gibi talâk caizdir, mübahtır. Ancak, ihtiyaç ve zaruret halinde başvurulması gereken bir çaredir. Talâkın genel hükmü bu olmakla birlikte, bu hüküm yerine göre değişir. Meselâ, bid'i boşamalar haramdır. Kusuru bulunmayan bir eşi usulüne uygun olarak boşamak mekruh; dindar ve iffetli olmayan eşi boşamak mendub; geçimsizlik halinde hakemlerin gerekli bulduğu boşama farz; sevilmeyen eşin boşanması ise câizdir.