Karanlık, Nurun Bulunmamasıdır; İkisi Bir Arada Barınamaz

 

Işığın hızı, saniyede üç yüz bin kilometredir, diye öğretilir de karanlığın hızı belirtilmez. Işığın çekildiği yere, ânında aynı hızda karanlık bastırır. Müslümanların çekildiği alanlara ânında imansızlar bastırır. Günümüzde yaşayan ateist, anarşist, müşrik insanlara küfretmeye hakkımız yok. Karanlığa küfretmektense, nurun kaynağını bulup  onunla aydınlanıp aydınlatmak müslümana yakışacaktır. Karanlık insanlara gelince, bizim boş bıraktığımız meydanları onlar karartarak doldurdular. Evinizde veya bir salonda otururken elektriğinizin düğmesini (şartelini) kapatıveren insana sabaha kadar kızıp söylenseniz elektriğiniz yanmaz. Hiç dilini bozmadan kalkıp şartele basacaksınız. Engel olmak isteyen olursa engeli gidereceksiniz o kadar.

Nurla zulümât, yani aydınlıkla karanlık aynı anda yaşayamayacağı gibi, küfür sistemiyle İslam nizamı da aynı anda uygulamaya konamaz. Kâfirlerin gücünün büyüklüğünü görerek, "biz müslümanlar, kâfirlerin küfrüne karşı bir şey yapamayız" diyenler bilsinler ki, kocaman bir salonun karanlığını küçücük bir ampulün ışığı kaçırmaktadır.[1] 


 

[1] Şifa Tefsiri, 1/509.