Murâbıt Kimdir?

 

‘Murâbıt’ bu bağlamda bir şeyle, -İslâmî mânâda söylersek- imanın gerekleriyle irtibat kuran ve iç ve dış düşmanlara karşı hazırlıklı olan kimse demektir. Murâbıt, sürekli uyanıktır. O sınır boylarında, müslümanları zayıflatmak ve mağlup etmek için fırsat kollayan insandan düşmanlara karşı hazırlıklıdır. Müslümanlar ve İslâm için nöbet beklemektedir, cihad için hazırdır. O aynı zamanda imanını her türlü isyan, günah ve harama düşmek, şeytana aldanmak gibi iç düşmanlara karşı koruma konusunda dikkatlidir. İbâdetine devam ederek, rabbi ile olan ‘irtibatını’ (bağını) sürekli diri tutarak imanını ve takvâ hayatını korumaya çalışır. O, imanını diri tutmanın çalışmasını yapar. Nefsine ve onun aşırı isteklerine karşı dikkatlidir. Bir ibâdeti yapınca diğerini yapmak üzere bekler, imanının başında olgun bir nöbetçidir.

Murâbıt iki anlamda değerlendirilir.

Birincisi: Müslümanların sınırlarında nöbet veya benzeri bir iş için beklemek. Bu tıpkı bedendeki nefsi korumak gibidir. Böyle bir kimse zorlukta sürekli ayaktadır, tehlike ânında çobanın sürüyü koruduğu gibi nefsini düşmanlarından korur. Bu murâbıt, Allah yolundaki mücâhid gibidir.

İkincisi: Yüreğin kuvvetlendirilmesi, kalbe cesaret verilmesi anlamında. 28/Kasas, 10; 18/Kehf, 14 ve 8/Enfâl, 60. âyetlerde bu anlamda kullanılmıştır. Birisi hakkında ‘ribatü’l-ce’şü’ denilirse, onun cesur yürekli oluşu anlatılmış olur.[1]


 

[1] Hüseyin K. Ece, İslâm’ın Temel Kavramları, s. 514