"Allah yolunda bir gece nöbet (ribât) beklemek bir ay'ı oruç ve ibâdetle geçirmekten daha hayırlıdır. Ölürse dünyada yaptığı ameli ve rızkı devam eder. Kabir azâbından da emin olur"[1]
"Allah yolunda sınırda bir gün bile nöbet tutmak, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır. Birinizin cennette kamçısının yeri, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır. Kulun, Allah yolunda savaş için her yürüyüşü, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır.”[2]
"Allah yolunda düşmana karşı nöbet tutan kimselerin dışında bütün ölülerin amel defterleri kapanır. Murâbıtların ise, iyi amelleri kıyâmet gününe kadar yazılmaya devam eder ve bu kimseler kabir fitnesi (azâbı) konusunda emindirler.”[3]
“İki göze cehennem ateşi dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyerek geceleyen göz.”[4]
“Size, yaptığınız zaman hatalarınızı giderecek, günahlarınızı örtecek bir şeyi (ameli) haber vereyim mi?” Ashâb dedi ki: ‘Evet.’ Buyurdu ki: “Zorluğuna rağmen abdestinizi imkân ölçüsünde alınız, mescidlere doğru adımlarınızı artırınız, bir namazdan sonra da diğer namazı bekleyiniz. İşte böyle yapmak sizin için ribat’tır. Bunu üç defa söyledi.”[5]
“Bir gündüz ve gece ribat yapmak (Allah yolunda nöbet beklemek) bir aylık nafile oruç ve namazdan daha hayırlıdır. Ölse bile bu işlediği amelin sevabı kesilmez. Bununla rızıklanır, fitnecilerden korunur.”[6]
“Kim Allah yolunda bir murâbıt olarak ölürse, kendisine, işlemekle olduğu salih amelinin sevabı (sanki ölmemiş gibi verilmeye) devam edilir. Rızkı da sürekli olarak verilir. Kabirdeki hesaba çekicilerden emin olur. Allah (cc) onu kıyâmet günü en büyük korkudan (Cehennem’den) güvene kavuşturur.”[7]
“Allah yolunda ribât (düşman karşısında cihad halinde durmak; hudutta bir gün nöbet tutmak) başka yerlerde bin gün nöbet tutmaktan daha hayırlıdır.”[8]
“Allah yolunda (cihad için) yapılan bir sabah ve akşam yürüyüşü, hiç şüphesiz dünyadan ve dünya varlıklarından daha hayırlıdır.”[9]
Sahâbeden bir adam: “Yâ Rasûlallah! Seyahata çıkmam için bana izin ver” dedi. Bunun üzerine Nebî (s.a.s.): "Şüphesiz ki ümmetimin seyahati Azîz ve Celîl olan Allah yolunda cihada çıkmaktır" buyurdu.[10]
[1] Buhârî, Cihâd 73; Müslim, İmâre 163; Nesâî, Cihad 39; Tirmizî, Fedâilu’l-Cihad 2; İbn Mâce, Cihad 7
[2] Buhârî, Cihad, 6, 73, Bed’ü’l-Halk 8, Rikak 2; Müslim, İmâre 113-114; Tirmizî, Fedâilu’l-Cihad 17, 25, Tefsîr Sûre 3, 22, 56/1; İbn Mâce, Zühd 39.
[3] Ebû Dâvud, Cihad 15; Tirmizî, Fezâilul-Cihad 2, 11
[4] Tirmizî, Fezâilü’l-Cihad 12
[5] Müslim, Tahâre 40, Hadis no: 250
[6] Müslim, İmâre 163, Hadis no: 1913
[7] İbn Mâce, Cihad 7, Hadis no: 2767
[8] Tirmizî, Fezâilu’l-Cihad 26; Nesâî, Cihad 39
[9] Buhârî, Cihad 5, Rikak 2; Müslim, İmâre 112-115; Tirmizî, Fezâilu’l-Cihad 17, 26; Nesâî, Cihad 11, 12
[10] Ebû Dâvûd, Cihâd 6