Rukû: Anlamı ve Mâhiyeti

 

‘Rukû’’ sözlükte, iki büklüm olmak, eğilmek, beli bükmek demektir. Terim olarak, namazda özel bir şekilde eğilme fiiline denir. Namazda ayakta iken kıraat (Kur’an okuma) bittikten sonra, elleri dizlere koyarak, beli (ve başıyla sırtını)  mümkün olduğu kadar düz tutarak eğilmektir.

‘Rukû’’ aynı zamanda saygı ve alçak gönüllülüğü de ifade eder ki, daha çok ibadet için olur. Mü’min kulun Rabbine hürmetinin, O’nun karşısında tezellül etmesinin (kendini aşağı görmesinin) bir ifadesidir. O, Rabbine olan aşırı saygısından dolayı O’nun önünde eğilir; âdeta iki büklüm olur. O’nun büyüklüğünü, azametini kabul eder. O’nun Rabliğini tasdik ettiğini O’nun önünde eğilerek ortaya koyar. ‘Rukû’’ tıpkı secde gibi, namazın en önemli  rükünlerin-den/unsurlarından biridir ve farzdır. Secde gibi Allah’a hürmetin en yüce derecelerindendir ve secdeye bir başlangıçtır.

Elmalılı, bu konuda şunları söyler: "Kıyamdan secdeye kapanmakta bir itidalsizlik vardır ki, bunu rükû tamamlar. Bu şekilde müslümanın namazı, kalbin düzelme ve temizlenmesiyle beraber bir mi'râcı olduğu gibi, bedene ait hareketlerin de ta'zimi, ağırbaşlılık ve sükûneti ifade eder. Bu ifadeler, beşer ömrünün geçişini ne güzel tasvir eder. Ciddî olarak namaz kılmak, zekât vermek, cemaate devam etmek; hakkı gizlemekten ve hakkı bâtıl ile bulamaktan men eder. Bütün bu emirler ve yasaklar, İsrâiloğullarına hitap etmekle beraber, hükmü onlara mahsus değildir. İslâm şeriatinde bunlar vardır. "Siz de bunlara iman ve itaat edin" demektir. "Sebebin hususu (özel oluşu), hükmün genel oluşuna engel olmayacağı açıktır." (1)      

"Namazı ikame edin (tam kılın), zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin." (2/Bakara, 43) Âyetteki rükûdan murad, namazdır. Namazın en önemli erkânından biri olması yönüyle, cüz zikredilmiş, kül kast edilmiştir. Yahudilerin de mükellef oldukları ibadetin, müslümanların namazı olduğunu belirtmek için rükû zikredilmiş olmalıdır. "Rükû edenlerle beraber rükû edin." İfadesi, namazın cemaatle edâ edilmesinin gereği/faziletine işaret ettiğinden, âyetin başındaki namazı ikame edin emrinden sonra, aynı ifadenin tekrarı değil; cemaatle edâ edilmesi anlamındadır.