Yalanın Sırıtan Yüzü; Ya da Yalanı ve Yalancıyı Nasıl Tesbit Ederiz?

 

Sosyal hayatta birçok durumda, insan kendi gerçek duygularını gizlemek ister, ancak herhangi bir biçimde kendisini ele verir. Bir topluluk içinde kişi sinirli, gergin ve hatta korkuyor olabilir; fakat yüzüne iliştirdiği bir gülümsemeyle mutluluk maskesi taşıması mümkündür. Dikkatli bir gözün algılayabileceği bazı küçük ipuçları iç ve dış dünyalar arasındaki bu farkın anlaşılmasına yardımcı olur.

İnsanlar yalan söyledikleri zaman, (özellikle yalan konusunda hayli tecrübeli olanların) en başarılı şekilde kontrol ettikleri, yüz ifadeleridir. İnsan en çok mimiklerinin farkında olduğu için yalan söylerken en çok ve en iyi yüzünü kontrol eder. Çünkü insan, yalan söyleyeceği zaman yüzünün alacağı biçimi kontrol etmek için bilinçli bir çaba harcamaktadır. Hiç şüphesiz çok dikkatli bir gözlemci veya uzman için yalan söyleyen biri, mimikleriyle de çok sayıda ipucu vermektedir. Ancak genel olarak düşünüldüğünün aksine, bir kişinin yalanını yüzüne veya gözüne bakarak anlamak, pek kolay değildir.

İnsan ağzıyla yalan söyleyebilir ama, bedeniyle asla söyleyemez; tüm vücudunu yalana teslim edemez; buna en güzel kıvamda yaratılan fıtrat müsaade etmez. Bu sebeple söylediğinde dürüst olmayan birinin, davranışlarıyla sözlerinin doğru olmadığı konusunda bazı ipuçlarıyla kendisini ele vermesi kaçınılmazdır. 

Yalan söylerken insanların davranışlarında gözlenen farklılıklar çok sayıda araştırmaya konu olmuştur. Bu araştırmalardan çıkan sonuçlar şöyle özetlenebilir:

1- Yalan söyleyen kişilerin yaptıkları jestler azalmaktadır. Normal olarak el jestleri ifâdeyi güçlendirmek amacıyla yapılır. Kişi, büyük çoğunlukla konuşulan kelimelerin anlamını artırmak için yaptığı el hareketlerinin farkında değildir. İnsan konuşurken elini salladığını bilir, ancak ellerinin gerçekte tam olarak ne yaptığını bilmez.

Ellerinin bir şeyler yaptığını bilmek, ancak ne yaptığını tam olarak bilmemek, kişiyi şüpheye düşürür ve böylece ellerin hareketleri azalır. Belki de insan, içinde yaşadığı çelişkiden ötürü, ellerinin kendisini ele vereceğinden çekinir ve ellerini ya cebine sokar, ya üzerine oturur veya bir eliyle diğerini tutar. Bu kendi kendine temas, zor zamanda anne elinin tutulması yerine geçerek, iç gerginliği de hafifletir.

2- Yalan söyleyen kişinin elini yüzüne götürme ve yüz çevresine değdirme sayısı artmaktadır. Bir konuşma sırasında insan elini arada sırada yüzüne götürür. Ancak, kişinin samimi olmadığı bir görüşme sırasında bu jestin sayısında büyük ölçüde artış görülmektedir. Elin yüze gitmesi sırasında yapılan hareketler çeneyi tutmak, dudaklara bastırmak, ağzı örtmek, burna deymek, yanağı ovuşturmak, gözün altını kaşımak, kulak memesini çekmek ve saçla oynamaktır. Bir yalan sırasında bütün bu jestlerin sayısında artış görülmekle beraber ağzı örtmek ve burna değmek jestlerinde âdeta patlama olur.

İnsan, yalan söylerken neden ağzını kapatır? Bunu tahmin etmek çok zor değildir. İnsan, ağzından çıkacak kelimeleri tutmak ve yaptığını örtmek ihtiyacındadır. Elin ağzı örtmesi, çeşitli biçimlerde olur. Parmak dudakların üzerinde trampet çalabilir, işaret parmağı üst dudak üzerinde durabilir veya el ağzın hemen yanında durabilir. Çocuklar yalan söylerken elleriyle ağızlarını kapatırlar. Hiç şüphesiz yetişkinler için elin ağza gitmesi, kişinin yalan söylediği konusunda tek belirleyici hareket değildir. Kişi söylediği konusunda tereddüt içindeyse, hata yapmaktan korkuyorsa, zaman kazanmak istiyorsa da eli ağız çevresinde olabilir. Bu sebeple elin burna gitmesi, ağzı örtmesine kıyasla daha gelişmiş, ince ve soyutlanmış bir harekettir. Ağzı örtmeye gelen el, hemen yukarıda bulunan burna uzanır ve böylece daha sembolik ve stilize bir hareket yapılmış olur.

Yalan söyleyen veya ağzından çıkanlar konusunda yeterince samimi olmayan bir insanın elinin burnuna gitmesinin en önemli sebebi fizyolojiktir. Çünkü yalan söylediği sırada bir iç gerginlik yaşayan insanın bedeninde birçok fizyolojik değişiklik olur. Kan basıncının yükselmesi, kalp atış (vurum) sayısının artması, ter bezi faâliyetlerinin artması gibi yalan söylerken kaydedilen fizyolojik değişikliklerin yanı sıra burunda bir kaşınma duygusu yaşanır. Coldoni’nin ünlü masalında yalan söyleyen Pinokyo’nun burnunun büyümesi sebepsiz değildir. Yazar, son derece önemli bir gerçeği yakalamış ve abartarak çocuk literatürüne geçirmiştir.

3- Yalan söyleyen bir insanın konuşurken beden hareketlerinde bir artış olmaktadır. Yalan söylendiği zaman duyulan rahatsızlık ve huzursuzluk, özellikle otururken kişinin durumunda değişiklik yapmasına, oturduğu koltukta öne-arkaya veya sağa-sola hareket ederek pozisyon değiştirmesine sebep olmaktadır. Bu pozisyon değişikliğinin ardında, büyük bir ihtimalle, “keşke başka bir yerde olsaydım” duygusu yatmaktadır. Oturur durumda artan beden hareketleri televizyondaki açık oturum, panel veya sohbet türü programlarda sık sık görülmektedir. Yalan konusunda çok tecrübeli olan politikacılar bile kendilerini güç durumda bırakan sorular karşısında koltuğun sınırlarını zorlayan hareketler ve koltuk üzerinde mini gezintiler yapmaktadır.

4- Yalan söyleyen bir kişinin el jestleri azalırken, el sallama hareketi artmaktadır. Belki de böylece kişi, elini silkme biçiminde hafif hafif sallayarak, sözleriyle ilgili sorumluluğun kendisine âit olmadığını anlatmak istemektedir.

5- Yalan söyleyen bir insanın yüz ifâdesi büyük çoğunlukla normale çok yakındır. Bu alanda uzmanlaşmadan, bir kişinin mimiklerine bakarak yalan söylediğini anlamak çok güçtür. Yüz ifâdesinde yalanı ele veren en önemli ipucu, kişinin gözlerini konuştuğu kişiden sık sık kaçırmasıdır.