Teyakkuz, tehlike ya da düşmana karşı uyanık ve hazırlıklı olmak demektir. Gaflet etmemektir. Uyanıklık, muhtemel düşmanın cinsine, gücüne ve arzettiği tehlikeye göre, eldeki nimeti ve değerleri korumak için karşı tedbir almak ve hazırlık yapmak açısından önemlidir. Yoksa başlı başına ya da kuru kuruya teyakkuz hali hiçbir şeye yaramaz.
Ne var ki, hazırlıklı olmasına rağmen uyanık davranılmazsa, gaflet uykusuna yatılırsa, hazır imkanlar da kendiliklerinden koruma görevini yapamazlar. Demektir ki, uyanıklık derken, gerekli hazırlığa sahip bir uyanıklığı kasdetmekteyiz. Öte yandan, teyakkuz halinin kıvam ve süresini eldeki korunacak nimet ve değerler etkiler. Bu noktada müslümanların korumakla yükümlü oldukları değer, müslümanlıkları, yani imanları olduğuna ve imanın da ebedi hayatta, ahiret yurdunda yegâne kıymet ölçüsü bulunduğuna göre, saptırıcılara karşı gösterilecek uyanıklığın her şartta kesintisiz olarak ömür boyu sürecek bir nitelik ve nezakette olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bir ömrü dolduracak olayların neler olabileceği ise, gözlerimiz önündedir. İnsanın tahammül sınırlarını zorlayan olaylar karşısında bile gösterilecek uyanıklığın imana ve sırat-ı müstakime sahip çıkmak ve devam etmek açısından gereği ve önemi pek açıktır.
Aşırı sevinç ya da aşırı üzüntü halleri, direnç gücünün iyice zayıfladığı, her türlü telkin ve iğfale müsait bir zemin niteliğindedir. Bunun için uyanıklık özellikle bu hallerde yararlı olacaktır. Sevgi ve iltimas mevkii ile kin ve nefret mevkii de uyanıklığa ve imanî murakabeye en çok muhtaç olduğumuz anlardır. Teyakkuz halinin en güçlü destekçisi her şartta itidal'i kaybetmemektir. İtidal, İslam'a razı olmakla temin edilir. Teyakkuzun en tehlikeli köstekçisi ise, kötü alışkanlıklardır.
Kişiyi, uyanıklık ve elindeki nimet kadar, düşman hakkında edindiği bilginin sağlamlığı ve gerçeğe uygunluğu da etkileyecektir. İstihbarat, teyakkuzun vazgeçilmez şartıdır. Çünkü bilinmektedir ki, "(Ehl-i) hak gaflet etmedikçe (ehl-i) bâtıl ayaklanamaz." (El-İbdâ', s. 7) Kur'an-ı Kerim ve sünnet-i seniyyenin verdiği haberler yanlış ve yanıltıcı olamayacağına göre, müslümanlar sırat-ı müstakimdeki yolculukları için bu iki kaynaktan elde ettikleri istihbaratın gereğini eksiksiz yerine getirmek zorundadırlar.