Hadis-i Şeriflerde Şükür Kavramı

 

"Mü'minin işi tuhaftır, her işi hayırdır. Bu, yalnız mü'mine vergidir/özgüdür. Sevindirici bir işle karşılaşsa şükreder, o iş kendisi hakkında hayırlı olur. Üzücü bir işle karşılaşsa sabreder, kendisi için hayırlı olur." (Müslim, Zühd 64; Dârimî, Rikak 61; Ahmed bin Hanbel, Müsned V/24)

"Hamd, şükrün başıdır. Allah'a hamdetmeyen, O'na şükretmemiştir." (Abdürrezzak; Beyhakî, Şuabu'l-İman; Kenzu'l Ummâl, 3/6419, s. 255)

“Rasulüllah (s.a.s.) geceleri ayağa kalkıp ayakları kabarıncaya kadar namaz kılardı. Kendisine; ‘Allah (cc) senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetti (niye kendini bu kadar yoruyorsun)’ denildi. “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?” cevabını verdi. (Buhâri, Teheccüd 6, 2/63; Tefsir-Fetih 1, 6/169, Rikak 19, 8/124; Müslim, Sıfatü’l Munafikîn 18, 79, Hadis no: 2819, 4/2181; Tirmizî, Salât 304, Hadis no: 412, 2/268;  Nesâi, Kıy. Leyl 17, 3/178)

"İnsanlara karşı hamdetmeyen (teşekkür etmeyen), onlara nankörlük yapan insan, Allah'a karşı da hamdetmez." (Ebû Dâvud, Edeb 11; Tirmizû, Birr 35)

"Allah'ım, Seni zikretmek, Sana şükretmek ve güzel ibadet etmek için bana yardım eyle!" (Ebû Dâvud, Vitr 26; Nesâi, Sehv 60; Müsned, Ahmed bin Hanbel, 2/299, 5/245)

"Allah, bir kuluna nimet verince, kulunun üstünde o nimetin izini görmek ister." (Tirmizî, Edeb 54; Müsned, Ahmed bin Hanbel, 2/311, 4/438)

"Yüce Allah diyor ki: 'Ey kullarım! Geçmiş ve gelecek, siz bütün ins ve cinler bir araya gelerek, aranızdaki en muttakî kimsenin kalbi gibi olsanız, sizin bu durumunuz, Benim hâkimiye-timi zerre kadar artırmaz. Yine ey kullarım! Geçmiş ve gelecek bütün ins ve cin bir araya toplansanız, aranızdaki en günahkâr birinin kalbi gibi olsanız, Benim hâkimiyetime en ufak bir noksanlık getiremezsiniz. Ey kullarım! Hakkınızda itibar ettiğim şey, amellerinizdir. Daha sonra siz, amellerinize göre eksiksiz olarak mükâfatlandırılacak veya cezalandırılacaksınız. Öyleyse kim bir hayır işlemeye muvaffak olursa, bundan dolayı Allah'a şükretsin. Kim de hayrın dışında başka bir şey işlerse, bundan dolayı da kendi nefsini suçlasın." (Müsned, Ahmed bin Hanbel, 5/160; Müslim, Birr 55; Tirmizî, Kıyâm 48; İbn Mâce, Zühd 30)

“Yemek yiyip şükredenin derecesi, (nâfile) oruç tutup sabredenin derecesi gibidir.” (Buhâri; Kütüb-i Sitte, c. 17, s. 176, hadis no: 559 -1765-)

“Kıyamet gününde ‘hamd edenler ayağa kalksın’ denildiğinde yalnız Allah'a çokça ve her hal ü kârda şükredenler ayağa kalkar.” (Taberâni; Ebu Naim; Beyhakî, Gazâli, İhyâ-i Ulûmi’d Din, c. 8, s. 547)

Mal toplamayı yasaklama hususunda âyet nâzil olunca Hz. Ömer (r.a.): “Öyleyse ne toplayalım yâ Rasulallah?” diye sordu. Rasulullah da şöyle cevap verdi: “Allah'a şükreden dil, zikreden kalp ve mü’mine hanım.” (Gazâli, İhyâ-i Ulûmi’d Din, c. 8, s. 547)

“Zikrin en faziletlisi ‘lâ ilâhe illâllah’tır. Duânın en faziletlisi ‘el-hamdü lillâh’tır.” (Tirmizî; Nesâi; İbn Mâce; nakl. İhyâ, 8/309)