Tevessülün TanImI

 

Vesile Kavramının Sözlük Anlamı

 

Tevessül, «vesile edinmek» olduğuna göre «vesile» bir anahtar kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Konuyu kavramak, bu kavramı tanımaktan geçer. «Vesile» sözlük anlamıyla, kendisiyle başkasına yakın olunan, taleb edilene içten bir yakınlık ve ona yol aramaktır. «Vessele il Allah’i tevsîlen» Allah’a yakınlaştıran bir amel işledi demektir.

İbn Esir «en-Nihaye fî Garib-il Hadîs ve’l-Eser»de şöyle der:

«Vesile: Kendisiyle bir şeye ulaşılan, ona yaklaşılan şey. Çoğulu: Vesâil. Örnek olarak ezan hadîsi verilebilir. «Allahumme âti Muhammedun il-vesile.» Denilmiştir ki buradaki vesileden kasıt, kıyamet günündeki şefaattir. Başka bir görüşe göreyse cennet menzillerinden bir menzilin adıdır. Hadîste murad olunan, Allah’a yakınlıktır.»

Ragıb el-İsfahanî rahimehullah «Müfredatu Elfaz il-Kur’ân»da şunları yazar: «Vesîle; arzu ile bir şeye yol arama, ulaşma. Vesîle, vasîle / ... den daha özel bir anlam taşır. Zira arzu ve istek içerir. «O’na (yaklaştıracak ) bir vesile arayın / arzulayın.» (Mâide, 5/35)

Allah’a yaklaştıracak vesilenin gerçek anlamı, ilim ve ibadet ile çizdiği yolda gitmek, kurbet/Allah’a yakın olmak gibi şeriatın yüce mertebelerine yol aramaktır. Vâsil, Allah’a rağbet duyandır.

Vesile’nin diğer bir anlamı da, sultanın yanındaki menzil, derece ve yakınlıktır. Vesile ayrıca hadîste geçtiği gibi cennetteki yüce makamın da adıdır.

«Benim için Allah’tan vesile’ye isteyin. Zira o, cennetteki bir menzildir.»[1]

Vesîle; İslâmî terminolojide, Allah’a yaklaştıracak bir sebep edinmektir. Kişinin Allah’a yakınlığı, Allah katında yüksek bir derece elde etmek, bir ihtiyacını gidermek, bir faydayı celb, bir zararı defetmek ve hem dünya hem de âhirette istediğini elde etmek için Allah’a ve Resûlüne itaati ve sâlih ameller işlemesiyle gerçekleşir. Allah’a tevessülde bulunmak ancak Allah’ın çizdiği sınırlar dahilinde olur.[2]


 

[1] Müslim, K. Salât.

[2] Bkz. İbn Kesir, cilt 2, shf. 52; Fethu’l-Bari cilt 10, shf. 12.