Salih Zat

 

Salih zat; hem yüce Allah’ın hem de Allah’ın kullarının haklarını gereği gibi yerine getiren kimse demektir.

Ved, suvâ’, yağûs, yeûk ve nesr ise Nuh aleyhisselam’ın kavmi arasında vaktiyle salih kimseler olan birtakım kimselerin putları idi. Sahih-i Buhari’de İbn Abbas radıyallahu anh.’dan şöyle dediği zikredilmektedir: “Bunlar Nuh kavminden salih birtakım kişilerin isimleridir. Bunlar öldükten sonra şeytan kavimlerine, bunların oturdukları yerlere, onların heykellerini dikiniz ve bunlara o şahısların isimlerini veriniz diye telkinde bulundu. Onlar da bu denileni yaptılar. O ilk nesil helak olup, buna dair bilgi unutuluncaya kadar bu putlara ibadet olunmadı.”[1]

Bu yorumun açıklanmaya ihtiyacı vardır. Çünkü İbn Abbas radıyallahu anh.: “Bunlar Nuh kavmine mensub salih birtakım kimselerin isimleridir.” demektedir. Kur’ân-ı Kerim’in ifadelerinin zahirinden anlaşılan ise bunların Nuh aleyhisselam’dan önce oldukları şeklindedir. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

”Nuh dedi ki: Rabbim gerçek şu ki bunlar bana isyan ettiler. Malı ve evladı zararından başkasını arttırmayacak kimselere uydular ve onlar büyük büyük hileler yaptılar, tuzaklar kurdular ve: Tanrılarınızı bırakmayın. Sakın ved, suvâ’, yeğûs, yeûk ve nesri terketmeyin dediler.” (Nuh, 71/21-23)

O halde âyetin zahiri Nuh kavminin bu putlara ibadet ettiklerini, onun da bu işten uzak durmalarını kendilerine telkin ettiğini göstermektedir. Ayetin siyakı İbn Abbas’ın sözünü ettiği hususa delâlet etmekte ise de; bu ifadelerin zahiri sözü edilen salih kimselerin Nuh aleyhisselam’dan önce yaşadıkları doğrultusundadır. Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.


 

[1] Buhari, Tefsir, Suretu Nuh, Hadis no: 4636.