Rububiyyeti Kabul Yetmez

 

Bütün ibadet çeşitleri de yalnızca Allah’ındır. Şunu da bilmiş oldun ki; onların rubûbiyetin tevhidini kabul etmeleri İslâma girmeleri için yeterli değildir. Onların meleklere, peygamberlere yahut velilere yönelerek şefaatlerini istemeleri, bu yolla Allah’a yakınlaşmaya kalkışmaları onların kanlarının ve mallarının helâl kılınmasının asıl sebebidir. Bütün bunları bildiğimiz takdirde rasûllerin kendisine davet edip, müşriklerin de kabul etmekten kaçındıkları tevhidin ne tür bir tevhid olduğunu öğrenmiş oluruz.

Müellif Allah’ın rahmeti üzerine olsun rasûllerin Allah’tan alıp getirdikleri tevhidin ulûhiyyetin tevhidi olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın aralarında gönderilmiş olduğu bu müşrikler rubûbiyetin tevhidini zaten kabul ediyorlardı. Bununla birlikte Peygamber sallallahü aleyhi vesellem kanlarının ve mallarının mübah olduğunu belirtmiştir. Halbuki onlar meleklere ve onların dışında velilere, salih kimselere ibadet ederken bunların kendilerini Allah’a yakınlaştırmalarını istiyorlardı. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

”Ondan başka veliler edinenler: ‘Biz bunlara ancak bizleri Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz’ derler.” (ez-Zümer, 39/3)

O halde onlar yüce Allah’ın asıl maksad olduğunu kabul ediyorlar, ancak meleklerin ve başkalarının kendilerini yüce Allah’a yakınlaştırmasını maksad olarak gözetiyorlardı. Bununla birlikte Peygamber onları tevhidin kapsamı içerisinde kabul etmemişti.