Kafirlerin En Cahilleri Bile “Lâ İlâhe İllallah”ın Manasını Kavrıyorlardı

 

Kâfirlerin, cahillerinin bu hususu bildiklerini gördüğümüze göre, müslüman olduğunu ileri sürmekle birlikte kâfirlerin, cahillerinin bildiği anlamı ile bu sözün açıklamasını bilmeyen kimseye gerçekten hayret edilir. Hatta bu kişi, kalben, bu sözün herhangi bir anlamı ile itikadı sözkonusu olmaksızın sadece harfleriyle bunu telaffuz etmekle işin bittiğini dahi zanneder. Onlar arasından bilgili kimse ise anlamının “Allah’tan başka yaratan, rızık veren, işleri çekip çeviren yoktur”dan ibaret olduğunu zanneder. Lâ ilâhe illallah’ın anlamını kâfirlerin cahilinin kendisinden daha iyi bilebildiği bir kişide hayır yoktur.

Kâfirler, Allah’tan başka ilâh yoktur. Yani “lâ ilâhe illallah” ibaresinin, Allah’tan başka hak mabud yoktur demek olduğunu biliyorlardı. Müellif burada şunu açıklamak istemektedir! Kimi insanlar müslüman olduğunu iddia etmekle birlikte “lâ ilâhe illallah” sözünün anlamını bilmemektedirler. Çünkü onlar bunu söylemekten maksadın anlamını bilip, ona itikad etmeksizin sadece harflerini telaffuz etmekten ibaret olduğunu sanırlar.

Kimileri de bundan maksadın rubûbiyetin tevhidi olduğunu yani Allah’tan başka yaratıcı, Allah’tan başka rızık verici olmadığına inanmak olduğunu zannederler.

Kimi insanlar da bunu bu kelimeden kasıt şudur diye şöylece açıklarlar: Eşyanın zatına dair kesin yakîni çıkartıp, Allah’ın zatı hakkında doğru ve kesin yakîni yerleştirmektir. Ancak böyle bir açıklama batıldır, selef-i salih böyle bir açıklamayı bilmez. Bu açıklamadan maksat da yüce Allah’a kesin olarak inanıp, onun dışındaki varlıklar hakkındaki yakîni çıkarmak olamaz. Çünkü böyle bir şeye imkân yoktur. Zira Allah’ın dışındaki varlıklar hakkında da yakîn (kesin inanç) sabit olmalıdır:”Andolsun siz cahimi göreceksinizdir. Yine andolsun onu ayne’l-yakîn (kesin ve tereddütsüz olarak) göreceksinizdir.” (et-Tekâsür, 102/6-7) Ayrıca maddi olarak var olan ve varlığı bilinen eşyanın varlığına yakîn ile (kesinlikle) inanmak da tevhide aykırı değildir. Kimileri de “lâ ilâhe illallah”ı Allah’tan başka mabud yoktur, diye açıklamaktadır. Bu tanım zahiri esas alınarak doğru kabul edilemez, çünkü Allah’tan başka kendilerine ibadet olunmuş başka şeyler de vardır. Buna göre böyleleri, Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın aralarında peygamber olarak gönderildiği cahillerden daha cahildirler. Çünkü onların bu kelimenin anlamına dair bildiklerini günümüz cahilleri bilmemektedirler.