Böyle diyen kimseye sen de şunu hatırlat: Kâfirlerden kimisi putlara dua (ve ibadet) ediyor, kimisi de Allah’ın dostlarına (velilere) dua ediyordu. Yüce Allah haklarında şöyle buyurmaktadır:
”Onların o yalvardıkları da Rablerine hangisi daha yakın olacak diye yol ararlar.” (el-İsra, 17/57)
Aynı şekilde o kâfirlerin kimisi Meryem oğlu İsa’ya ve onun annesine dua (ve ibadet) ediyordu. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Meryem oğlu Mesih bir rasûlden başka bir şey değildi. Ondan önce de rasûller gelip geçmiştir. Anası ise sıddıyka bir kadındı. İkisi de yemek yerdi. Bizim âyetleri onlara nasıl açıkladığımıza bir bak. Sonra da onların nasıl döndürüldüklerine bir bak. De ki: Allah’ı bırakıp da size hiçbir fayda ve hiçbir zarar vermeye gücü yetmeyen kimseye ibadet mi ediyorsunuz. Halbuki Allah herşeyi işitendir, hakkıyla bilendir.” (el-Maide, 5/75-76)
Müellifin “ona şunu hatırlat” sözleri daha önce geçen: “Şâyet kâfirlerin... kabul ederse” şeklindeki sözlerinin cevabıdır. Yani sen de buna şunu hatırlat, bu müşrikler arasından kimisi senin maksad itibariyle onunla uyum gösterdiğin için bu yönüyle kendisine benzediğin şekilde şefaat taleb etmek maksadıyla putlara dua ederdi. Kimisi de sen de maksat ve mabud noktasında kendisi ile uyum arzettiğin evliyalara ibadet ederdi. Onların evliyalara dua ve ibadet ettiklerinin delili yüce Allah’ın: “Onların yalvardıkları da Rablerine hangisi daha yakın olacak diye yol ararlar.” (el-İsra, 17/57) buyruğudur.
Onlar aynı şekilde hristiyanların Meryem oğlu Mesih’e ibadet ettikleri gibi peygamberlere ibadet ediyorlardı. Yine yüce Allah’ın şu buyruğunda dile getirildiği üzere meleklere de ibadet ediyorlardı:
“O günde onların hepsini haşredecek, sonra da meleklere şöyle diyecek: Bunlar mı size ibadet ederlerdi.” (Sebe, 34/40)
Böylelikle müşriklerin putlara ibadet ettikleri gerekçesi ile kendisinin putlara ve salih kimselere ibadet etmesi şeklindeki yanlış benzetmesine verilen cevab iki yönüyle açıklık kazanmış olmaktadır:
1- Böyle bir benzetme doğru olamaz. Çünkü sözü geçen o müşrikler arasında velilere ve salih kimselere ibadet edenler vardı.
2- Bu müşriklerin o putlardan başka kimseye ibadet etmediklerini kabul etsek dahi böyle diyen bir kimse ile o müşrikler arasında hiçbir fark kalmaz. Çünkü hepsi de kendisine hiçbir fayda sağlayamayan varlıklara ibadet etmiş olmaktadır.
Ve o kimseye yüce Allah’ın şu buyruğunu da hatırlat:
“O günde onların hepsini haşredecek, sonra da meleklere şöyle diyecek: Bunlar mı size ibadet ederlerdi. Melekler diyecekler ki: Tenzih ederiz Seni, bizim velimiz (mabudumuz) onlar değil Sensin. Aksine onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Bunların çoğu onlara inanıyorlardı.” (Sebe, 34/40-41)
Yüce Allah’ın şu buyruğunu da hatırlat:
“Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara Allah’ı bırakıp da beni ve anamı iki ilâh edinin diye sen mi söyledin diyeceği zaman (İsa) şöyle diyecek: Seni tenzih ederim. Hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Şâyet ben onu söylemiş isem, zaten sen onu bilmişsindir. Sen içimde olanı bilirsin ama ben senin gizlediklerini bilmem. Şüphesiz sen gaybları çok iyi bilensin.” (el-Maide, 5/116)
Müellifin: “Sen ona yüce Allah’ın:”O günde onların hepsini haşredecek, sonra da meleklere şöyle diyecek...” şeklindeki ifadeleri daha önce geçen: Ona şunu hatırlat, kâfirlerden putlara dua (ve ibadet) edenler vardır...” şeklindeki sözlerine atfedilmiştir. Bundan maksat da ona kâfirler arasından meleklere ibadet eden kimselerin olduğunun açıkça anlatılmasıdır. Halbuki melekler Allah’ın yarattıklarının en hayırlılarındandır ve O’nun velileridir. (Allah’ın dostlarıdır.) Böylelikle bu batıl iddiada bulunan kimsenin kendisi ile kâfirler arasındaki fark kendisi salih kimselere ve velilere dua (ve ibadet) ederken kâfirlerin taş ve benzeri şeylerden yapılmış putlara ibadet ettikleri şeklindeki hakkı batıla karıştıran gerekçesi çürütülmüş olmaktadır.
Yüce Allah’ın:”Allah: Ey Meryem oğlu İsa... diyeceği zaman” buyruğunu da hatırlat” sözleri şu demektir: Yani sen böyle diyen kimseye yüce Allah’ın: “Allah... diyeceği zaman” âyetini de hatırlat ki onun: Kâfirlere velilere ve salihlere ibadet ediyorlardı. Dolayısıyla kendisi ile o kâfirler arasında bir fark olmadığı şeklinde ona karşı susturucu delili ortaya koymuş olacaksın.
Ona de ki: Sen yüce Allah’ın putlara yönelen kimselerin kâfir olduklarını belirttiği gibi, salihlere (ibadet kastıyla) yönelen kimselerin de kâfir olduklarını belirttiğini ve Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın da onlarla savaşmış olduğunu bilmiyor musun?
Müellifin “ona deki...” sözleri şu demektir: Sen ona yüce Allah’ın salihlere ibadet edenleri de, putlara ibadet edenleri de kâfir olarak tesbit ettiğini açıkla. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in da bu şirkleri sebebiyle onlarla savaşmış olduğunu belirt. Onların tapındıkları kimselerin Allah’ın veli kulları ve peygamberleri arasından olmalarının kendilerine hiçbir fayda sağlamadığını göster.