Şirki; Putlara Tapınmaktan İbaret Zannetmenin Yanlışlığı

 

Şâyet: Şirk putlara ibadet etmektir. Bizlerse putlara ibadet etmiyoruz derse ona: Putlara ibadet etmenin anlamı nedir? Onların bu tahtadan, taşlardan yapılmış varlıkların yarattığına, rızık verdiğine, kendilerine dua edenlerin işlerini çekip çevirdiğine inandıklarını mı zannediyorsun? Böyle bir kanaatte bulunmadıklarını Kur’ân-ı Kerim ortaya koymaktadır.

Yani bu şüpheci müşrik sana: Şirk putlara ibadet etmektir. Biz ise putlara ibadet etmiyoruz diyecek olursa, ona iki şekilde cevab ver:

Putlara ibadet etmenin mahiyeti nedir? diye sor. Sen o putlara ibadet eden kimselerin bu putların yarattıklarına, rızık verdiklerine, kendilerine dua eden kimselerin işlerini çekip çevirdiklerine inandıklarını mı sanıyorsun? Eğer böyle bir iddiada bulunacak olursa, Kur’ân-ı Kerim onun bu iddiasını yalanlamış bulunmaktadır.

Şâyet: Şirk bir tahtaya, bir taşa yahut bir kabir üzerindeki bir binaya ya da başka bir şeye yönelmek ve ona dua edip, ona kurban kesip, bu yüce Allah’a bizi yakınlaştırır, bereketiyle Allah ondan belaları def eder, bereketiyle Allah ona bize bir şeyler verir demeleridir diyecek olursa, ona şöyle denilir:

Evet doğru söyledin. İşte sizin de taşların üzerinde kabir ve benzeri binaların bulunduğu yerlerde yaptığınız budur. İşte böylece o yapılan bu işin putlara bir ibadet olduğunu itiraf etmiş olur. Zaten istenen de budur.

Müellifin “şâyet ... dese” sözleri bizim: “Eğer böyle bir iddiada bulunursa, Kur’ân-ı Kerim’i yalanlamış olur” sözlerinin bir karşılığı demektir. Bu da şu demektir: Eğer bu şahıs putlara ibadet etmek demek, putun tahtasına, taşına yahut kabir üzerindeki bir binaya ya da bir başka şeye dua ederek yönelmektir, onun için kurban kesmektir ve onun hakkında: O bizi yüce Allah’a yakınlaştırmaktadır demeleridir. Bu sefer biz de şöyle deriz: Doğru söyledin, senin bu işin de bu anlatılanla aynı şeydir. Buna göre sen de bizzat kendi aleyhine yaptığın ikrarın ile müşrik olursun, anlatılmak istenen de zaten budur.

Yine bu kimseye şöyle denilir: Sen şirk putlara ibadet etmektir derken, maksadın şirkin bundan ibaret olduğunu anlatmak ve salihlere güvenip, onlara dua etmenin bunun kapsamına girmediğini söylemek midir? Böyle bir iddiayı yüce Allah’ın kitabında sözünü ettiği meleklere, İsa’ya ya da salihlere güvenen kimselerin kâfir olduğuna dair açıklamaları reddetmektedir.

Bu durumda Allah’a ibadette salih kimselerden herhangi bir kimseyi ortak koşanların yaptıkları bu işin Kur’ân-ı Kerim’de sözü geçen şirkin kendisi olduğunu kaçınılmaz olarak kabul edecektir. Zaten istenen de budur.

Müellifin: “Yine ona sen şirk putlara ibadet etmekten ibarettir” sözlerinden itibaren “zaten istenen budur” sözlerine kadarki ifadeleri bu tür şüphelere verilen ikinci cevabtır. Bu cevab da şöyledir: Senin maksadın şirkin bu hale mahsus olduğunu salihlere güvenip, onlara dua etmenin bunun kapsamına girmediğini söylemek midir? Eğer böyle ise bunu Kur’ân reddetmektedir. O vakit salihlerden herhangi bir kimseyi, herhangi bir ibadette ortak koşan kimsenin Kur’ân-ı Kerim’de sözü edilen şirk olduğunu kaçınılmaz olarak kabul edecektir, istenen de budur.

Meselenin özü şudur: O: Ben Allah’a ortak koşmuyorum diyecek olursa, ona peki Allah’a ortak koşmak nedir? Onu bize açıkla denilir. Eğer: Allah’a ortak koşmak putlara ibadet etmektir derse, Ona: Peki putlara ibadet etmek nedir? Onu bana açıkla denilir.

“Meselenin özü şudur” sözleri şu demektir: Meselenin özü: bu şahıs ben Allah’a ortak koşmuyorum diyecek olursa, sen de ona Allah’a ortak koşmanın anlamı nedir diye sor. Şâyet: Allah’a ortak koşmak putlara ibadet etmektir diyecek olsa, sen de ona peki putlara ibadet etmek ne demektir? diye sor ve daha önce geçen açıklamalar çerçevesinde onunla tartışmayı sürdür.

Şâyet o “ortak koşmak, putlara ibadet etmektir...” sözleri de şu demektir: Allah’a ortak koşan bu müşrik şahıs Allah’tan başkasına ibadet etmediğini ileri sürerse, ona: Tek başına Allah’a ibadet etmek ne anlama gelir diye sor. Bu durumda üç halden biri sözkonusudur:

1- İbadeti Kur’ân-ı Kerim’in delalet ettiği şekliyle açıklayacaktır, istenen ve kabul edilen budur. Bu açıklama ile de onun bir ve tek olarak Allah’a ibadeti gerçekleştirmediği ortaya çıkmış olacaktır. Çünkü o (sözü geçen hareketleriyle) ona şirk koşmaktadır.

2- O ibadetin anlamını bilmemektedir. O vakit ona şöyle denilir: Sen bilmediğin bir şey ile ilgili olarak nasıl iddiada bulunabilirsin. Yoksa sen bu hususta kendi adına, kendin için hüküm mü vermektesin. Halbuki bir şeye dair hüküm vermek onu gereği gibi bilmenin bir sonucudur.

3- Allah’a ibadet etmeyi başka bir anlamla açıklaması sözkonusu olabilir. Bu durumda da şirkin ve putlara ibadetin şer’î anlamını ona açıklamak suretiyle yanlışlığını da açıkça görmüş olur. Şirkin onların yaptıkları ile aynı şey olduğunu ve bununla birlikte kendilerinin şirk koşmayan muvahhid kimseler olduklarını iddia ettikleri şey ile aynı olduğunu açıkça anlar.

Şâyet: Ben Allah’tan başkasına ibadet etmiyorum derse, ona şöyle denilir: Allah’a ibadet etmenin anlamı nedir? Onu bana açıklar mısın? Eğer Allah’a ibadeti Kur’ân’ın açıkladığı şekilde açıklarsa, istenen açıklama şekli budur. Bu şekilde açıklamayacak olursa, bilmediği bir şeyi yaptığını nasıl iddia edebilir.

Eğer bunu anlamından başka türlü açıklayacak olursa, sen de Allah’a ortak koşmak ve putlara ibadet etmeye dair açık ve anlaşılır olan âyetlerin ne anlama geldiğini ve onların o yaptıkları ile günümüzde bunların yaptıkları şeylerin aynısı olduğu ifade edilir.

Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın, bir ve tek olarak ibadet etmenin onların bize karşı tepki göstermelerine ve tıpkı önceki kardeşlerinin bağırıp çağırdıkları gibi bize karşı bağırıp, çağırmalarına sebeb olduğu anlatılır. Çünkü onlar şöyle demişlerdi:

“Acaba o bunca ilâhı tek bir ilâh mı yaptı. Muhakkak bu çok şaşılacak bir şeydir.” (Sad, 38/5)

Yani yine bu kimseye bir ve tek olarak Allah’a ibadet etmenin, onların bize karşı kendisi sebebiyle tepki gösterip, geçmişlerinin yaptığı gibi bağırıp çağırarak başımıza kıyametleri kopardıkları konum ile aynı olduğu anlatılır. Çünkü geçmişleri Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’a şöyle demişlerdi:

“Acaba o bunca ilâhı tek bir ilâh mı yaptı. Muhakkak bu çok şaşılacak bir şeydir. Onlardan ele başıları: Yürüyün ve ilâhlarınıza direnin, şüphesiz ki bu istenen bir şeydir diyerek kalkıp, gittiler. Biz bunu öbür dinde işitmedik, bu ancak bir uydurmadır.” (Sad, 38/5-7)