1. Bir insanın müslüman olabilmesi için; “sadece dil ile “Lâ ilâhe illâllah” demesi, Allah’ın birliğine inanması, göklerin hakiminin[1] Allah olduğuna inanması; kalbin temiz olması şartıyla birlikte “Elhamdulillah” demesi yeter artar bile... Namaz kılmasan da, oruç tutmasan da, faiz yesen de, zina yapsan da, beşerî ideolojileri kendine din edinsen de hiç önemli değil. Çünkü “kalbin temiz” (Bedavadan müslümanlık)
2. Din vicdan işidir diyerek dini ve Kur’an’ı ve kelime-i tevhidi vicdanlara hapsetmek istediler.
Oysa din; hayatın her dakikasına hükmedip, insanların, evliliğine,[2] eğitimine,[3] insanlar arası sosyal ilişkilerine,[4] sağlığına,[5] namusuna[6] ve malına[7] karışır.
3. Bu kitapçığımızda da sıkça vurguladığımız gibi ilah kavramını da daraltmaya çalıştılar.
Bu sahifeye kadarki yazıda Lâ ilâhe illâllah demekle ne tür ilahları red ettiğimizin bilincine varmışsak işimiz kolaylaşmış demektir “Peki ne Yapmalı?” başlığını atarak ne yapmamız gerektiğine göz atalım. [8]
[1] “Yağmuru yağdıranın, gündüzü ve geceyi yaratanın, yıldızların, güneşin ve ayın sahibi Allah’dır ve göğün tasarrufu tamamen Allah’ın (c.c.) elindedir. Dilediği zaman yağmru yağdırır, dilediği zaman güneşi saklar…”
[2] Şahitsiz evliliği batıl kılar.
[3] İlim farzdır deyip insanların cahil kalmamasını ister.
[4] İnsanların birbirine düşürülmesini hoş karşılamayıp yalana ve fesada izin vermez.
[5] Sağlığa zarar veren ne varsa haramdır.
[6] İnsanın namusunu koruyarak, değil bedeni zinayı gözle bakılmasını da haram kılar.
[7] Ticari dengesizliği önlemek için stokçuluğu ve faizi haram kılar.
[8] Feyzullah Birışık, % Kaç Müslümanım, Karınca Yayınları: 52.