4. Hoşgörülü ve Affedicidir

 

Gerçek Müslüman kardeşine kızsa dahi kızgınlığını gizlemeyi, onu affetmeyi aşağılık ve ar olarak görmediği gibi, bilakis kendisini Allah’a yaklaştıracak bir ihsan olarak değerlendirir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:

“... Öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler, Allah iyilik yapanları sever.” (Âl-i İmran: 3/134)

Bu dinin emirlerini nefsine sindirmiş müslüman kin tutmaz. Öfkesini yendiğinde karşısındakini affeder ve böylece ayette zikri geçen muhsinler zümresinde iyilik yapanlardan olur. Müslüman, kardeşini affederek ona yöneliyorsa, aslında kardeşine karşı alçak gönüllülük yapıyor ve Allah için affediyor demektir. Çünkü Resulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

“Affeden kula Allah şereften başka birşey arttırmaz. Allah için alçak gönüllülük yapmamış hiçbir kimse yoktur ki, Allah onun mertebesini yükseltmesin.”[1]

Bu “şeref” ve “yükseklik”, kula Allah’ın verdiği iki mükafattır. Bu iki vasfın kendinde toplandığı müslüman, Allah’ın sevdiği muhsin kullardan ve insanların da sevdiği örnek insanlardan olur. İnce ruhlu müslümanın kalbinde kine yer yoktur. Dinini anlamış ve dininin nasları kalbinin derinliklerine nüfuz etmiş bir müslüman, affetmenin ve Allah’ın bağışlanması için kalp temizliğinin kıymetini idrak eder. Rasulullah (s.a.v.) bu hususu şöyle açıklamaktadır:

“Üç günah dışındaki günahları Allah, dilediği kimseye bağışlar: Allah’a şirk koşmadan ölen, sihirbazlara uyan bir sihirbaz olmayan ve bir kardeşine kin tutmamış olan.” [2]


 

[1] Müslim.

[2] Feyzullah Birışık, % Kaç Müslümanım, Karınca Yayınları: 59-60.