İslâm, müslüman gençlere iyilik ve vefa duyguları vererek yetiştirmeyi hedeflemiştir. Tarihimiz iyilik ve vefanın en iyi örnekleriyle doludur. Selef-i salihîn bütün davranış ve ahlaklarıyla gerçekten insanlar arasından çıkarılmış en hayırlı ümmettir. Resulullah (s.a.v.), fırsat buldukça müslümanların kalplerine vefa ve iyilik filizleri dikmek suretiyle onların ahlaklarını güzelleştirdi. Bir gün, Beni Seleme’den bir adam gelerek şöyle dedi:
– Ya Rasulullah! Annem ve babam öldükten sonra onlara yapacağım bir iyilik var mıdır? Peygamberimiz buyurdular ki:
“Onlara dua edip onlar için istiğfarda bulunmak, vasiyetlerini yerine getirmek, onlar vasıtasıyla akraban olanlara iyilik etmek ve onların arkadaşlarına ikramda bulunmak.”[1]