Aslında helâl olan, fakat içki, kumar, fuhuş ve fâiz parası gibi haram yollarla kazanılmış olan paralarla alınan gıda maddelerini yemek de haramdır. Böyle haram parayla elde edilen yiyecekler, farkında olmasak bile beden ve ruh sağlığımız açısından sakıncalı, âhiret gıdalarına ulaşma açısından engelleyici özelliktedir. Kur’an, helâl ve temiz gıdalardan yememizi emretmiş, maddî bakımdan temiz olsa da, haram olan gıdalar, manevî yönden temiz değildir.
Mü’min, kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin ihtiyaçlarını karşılamak ve gücü yetiyorsa toplumdaki ihtiyaçları gidermek için Allah’ın meşrû kıldığı, helâl yollardan geçimini temin etmeye çalışacaktır. Geçim zorluğunu bahane ederek haram yollardan para kazanmaya çalışmak, dünyada zulme ve sömürüye sebep olmak, âhirette ilâhî azaba uğramak demektir. Peygamberimiz bu gerçeği şöyle açıklar: “Haramla beslenen vücut (cennete girmez;) ona ancak ateş yaraşır.” (Mişkâtu’l Mesâbih, hadis no: 2787; Keşfu’l Hafâ, hadis no: 2632)
Haramla beslenen kimse, Allah'tan uzaklaşacağı için, duâsı da Allah tarafından kabul edilmeyecektir. "...Bir kimse ellerini semâya kaldırarak: 'Ya Rabbi, ya Rabbi, diye duâ eder. Halbuki, yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, kendisi haramla beslenmiş olursa, duâsı nasıl kabul edilir?" (Müslim, Zekât, 65; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an, 3173; Dârimî, Rikak 2720) Müslümanın yiyeceğine, içeceğine, giyeceğine ve diğer ihtiyaçlarına dikkat edip, bu konuda haramlardan tüm gücüyle uzak durması gerekmektedir. Helâl lokmanın getireceği nimet de büyük olacaktır: "Kim helâl lokma yer, Sünnet (Şeriat) gereğince amel eder ve insanlar da, onun kötülüklerinden emin olurlarsa, o kişi muhakkak cennete girer." (Tirmizî, Sıfatu'l Kıyâmet, 2640)
Allah'a hakkıyla kulluk yapan, temiz ve helâl rızıklardan başkasını istemeyip nimetlere şükreden sâlih kullara, Allah dünyada da güzellikler ve zenginlikler verir. Nankörlük edenlerin kendilerine gelmesi için, onları cezalandırır: "Allah, güven (ve) huzur içinde olan bir şehri misal verir ki, o şehrin (halkının) rızkı her taraftan bol bol gelirdi. Fakat, Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler de yapmakta oldukları şeylerden dolayı Allah, onlara açlık ve korku elbisesini tattırdı. Andolsun ki, onlara kendilerinden peygamber geldi de onu yalanladılar. Onlar (kendilerine) zulmederlerken azap onları hemen yakalayıverdi." (16/Nahl, 112-113)
Haram kazanç yollarının en belirginleri şunlardır:
a- Fâiz: "Fâiz yiyen kimseler (kabirlerinden), tıpkı şeytan çarpmış kimseler gibi çarpılmış olarak kalkarlar. Onların bu hali, 'alış veriş (ticaret) de fâiz gibidir' demelerindendir. Oysa ki Allah, ticareti helâl, fâizi haram kılmıştır..." (2/Bakara, 275)
b- Karaborsacılık (İhtikâr): “İhtikâr (karaborsacılık) yapan melûndur.” (Mişkâtu’l Mesâbih, hadis no: 2893) “Fiyatını arttırmak gayesiyle kırk gün ihtikâr eden kimse, Allah’tan uzaklaşır; Allah da ondan uzaklaşır.” (Mişkâtu’l Mesâbih, hadis no: 2896)
c- Rüşvet: “(Kişi ve toplum haklarını kendi zimmetine geçirmek için) Rüşvet alana, verene ve aracı olana Allah lânet etsin!” (Câmiu’s Sağîr, 2/124)
d- Emeği sömürmek: “İşçiye hakkını, teri kurumadan veriniz.” (İbn Mâce, hadis no: 2443) “Ben kıyâmet gününde üç kişinin hasmıyım. Bana verdiği sözden cayanın, hür bir kimseyi satıp hakkını yiyenin, bir işçiyi çalıştırıp hakkını tam olarak vermeyenin.” (İbn Mâce, hadis no: 2442)
e- Hileli ticaret ve eksik tartıp ölçme: “Ölçekte ve tartıda hile yapanların vay haline...” (83/Mutaffifîn, 1-6) “Kim bize hile yapar (karıştırılmış mallarla bizi) aldatırsa, bizim yaşayışımız üzerinde yaşayanlardan değildir.” (Riyâzu’s Sâlihîn Terc. 3/160)
f- İçki, zina ve kumar gibi haram yollardan kazanç: “İçki içilmesini yasaklayan Allah Zülcelâl, içkinin alım ve satımını da haram kılmıştır.” (Müslim, hadis no: 930) “Çirkin iş ve sözlerin mü’minlerin arasında yayılmasını arzu edenler (yok mu?) Onlara dünyada da âhirette de pek acıklı bir azab vardır.” (24/Nûr, 19) “Kazancın en şerlisi zina bedelidir.” (Müslim; S. Müslim ve Ter. M. Sofuoğlu, 5/87)
g- Hırsızlık, gasp: "Ey iman edenler! Aranızda karşılıklı rızâya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size merhametlidir. Kim düşmanlık ve haksızlık ile bunu yaparsa (bilsin ki) onu ateşe sokacağız; bu ise Allah'a çok kolaydır." (4/Nisâ, 29-30)
Helâl ve temiz yiyeceklerden de olsa, vücut sağlığını zedeleyecek derecede, oburca, yani israfa kaçan şekilde yiyip içmek de haramdır. Helâl yiyecekleri harama dönüştüren israf hakkında kısa bilgi vermeye çalışalım: