İman, bütün varlıkların yaratıcısı olan Allah Teâlâ'ya ve O'ndan gelen mesajlardaki gerçeklerin tümüne, evrensel boyutta inanmak demek olduğu için bu ilgiyle, insanı düşündürmek bakımından varlıkların içyüzünü, etkileşimlerini, ve aralarında cereyan eden çeşitli karmaşık olaylardan bazılarını açıklamakta yarar vardır. Çünkü hem inanan insanın, bu bilgiler sayesinde bir iç rahatlamaya kavuşması, hem birtakım kuşkulardan henüz kurtulamamış kimselerin bundan bir ders çıkarması, hem de gaflet içinde bocalayan insanların da bir uyarı alması söz konusu olabilir.
İnsanoğlu tarih boyunca kâinât sırları ve hayat muammaları karşısında daima hayretler içinde kalmış, kimisi bu sırlar ve muammalar karşısında heybetlenerek Allah'a teslim olurken kimileri de her şeyin bir tesadüf eseri olarak meydana geldiğini ve bu çarkın hep böyle sürekli dönüp duracağını ileri sürmüştür. Bu her iki gruptan insanlar günümüzde de vardır. “Gerçekte kâinât bir yaratıcı tarafından mı vücuda getirilmiş, yoksa tesadüflerin bir eseri olarak mı var olmuştur ?” Sorusu bugün de bazı kafaları kurcalamaktadır.
Aslında tesadüfün varlık âleminde hiç bir açıklaması yoktur. Ancak bu konudaki kuşkuların giderilmesi, insanın kendinden başlayarak eşyaya ve olaylara daha dikkatli bakmasıyla mümkün olabilir. İşte bu amaçla (İnsan, madde ve hayat) üçgeni içinde kısaca bazı düşündürücü gerçeklerle yüzyüze geleceğiz. [1]