Bunun da anlamı şudur: Gerek mucize denen dehşetli olayın etkisiyle, gerekse kendiliklerinden ikna olarak muhatabı bulundukları peygambere inanan insanlar, onun, Allah Teâlâ'dan getirdiği vahyi kabul eder ve bizzat bu gerçekleri yaşarlar. Böylece toplulukların bizzat görerek, duyarak somut bir şekilde yaşadıkları böylesi mucizelerle destekli ilâhî mesajlar, onların sarsılmaz ve ortak bir inançla, üzerinde birleştikleri güçlü ve doğru haber niteliğini kazanır ki bu haberler sonraki kuşaklar için yalanlanamayan kanıtlardır. İşte Kur'ân-ı Kerim bu niteliğe sahip mütavâtir bir haber ve yaşayan tek mucizedir. [1]