Sinoptik İncillerde bulunmayan ve sadece Yuhanna İncilinde anlatılan bir mucize, Hz. İsa’nın, bir düğünde düğün sahibinin şarabının bitmesi üzerine küplere su doldurarak onları bir anda şaraba çevirmesi hikâyesidir. Yuhanna’ya göre, Hz. İsa öğrencileri (havârileri) ile beraber Kana şehrinde bir düğüne dâvet edilir, düğünde annesi Meryem de hazır bulunmaktadır. Bir ara düğün sahibinin misafirlere ikram ettiği şarap biter. Bunun üzerine Hz. İsa’nın annesi Meryem ona “şarapları yok” der. Bu sözle herhalde oğlundan düğün sahibine yardım etmesini ve mûcize göstermesini istemiş olmalı ki, Hz. İsa annesine: “Kadın, benden sana ne? Saatim daha gelmedi” diye cevap verir. Yani annesini bir nevi azarlar, ama nedense yine orada bulunan hizmetçilere küpleri su ile doldurmalarını emreder. Küplere doldurulan sular, o anda şarap olur ve misafirlere ikram edilir. Bir mûcize ile suyu şaraba çeviren Hz. İsa, bu mûcizesi ile öyle kaliteli bir şarap üretir ki, düğündeki bazı misafirler, bu şarabın düğünün başında ikram edilen şaraptan daha kaliteli olduğunu itiraf ederler (Kitab-ı Mukaddes, Yuhanna, 2/1-10).
Yuhanna İncilinin naklettiği bu olay, acaba bir mûcize mi, yoksa bir kötülük ve günah mı? Çünkü mûcizede insanların hayrına olan bir şeyin ortaya konması gerekir. Halbuki Hz. İsa burada suyu şaraba çevirmek sûretiyle alkollü içki üretmekte ve insanların zararına hareket etmiş olmaktadır. Bu hâdisenin iyice tetkiki neticesinde, aslında Hz. İsa’ya nisbet edilmesi mümkün olmayan şu noktaları tesbit ediyoruz:
1- Hz. İsa ve öğrencileri, şarap ikram edilen bir düğüne gitmişlerdir. Alkoliklerin çokça bulunduğu, herkesin şarap içerek sarhoş olduğu bir toplantıya Hz. İsa ne diye katılıyor ve orada bulunmakta ne fayda umuyor?
2- Hz. İsa ve öğrencileri böyle bir toplantıya katıldıklarına göre, herhalde burada şarap da içmiş olmalıdırlar. Zaten İncillerin diğer bölümlerinde onun düğünlere gidip şarap içtiği, dolayısıyla insanların kendisine “ayyaş” dediklerine dair ifadeler de yer almaktadır.
3- Hz. İsa’nın annesi, düğüne iştirak etmiş, oğlundan şarap üretmesini istemiştir. Burada Hz. İsa’nın, annesine bu isteğine verdiği cevap çok kırıcıdır, âdeta annesine hakaret etmiştir, ama nedense yine onun isteğini yerine getirmiştir. Hz. İsa’nın annesine karşı bu kırıcı sert tavrı, diğer İncillerde de değişik şekillerde belirtilir. Bu konuda bir örnek için bkz. Matta, 12/46-50; Markos, 3/31-35; Luka, 8/19-21). (Kur’ân-ı Kerim, Hz. İsa’nın dilinden ve daha bebek iken annesine karşı tavrını şöyle anlatır: “O (Allah) beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı.” (19/Meryem, 32)
4- Alkollü içkiler ve özellikle şarap, insanlara zarar veren bir şey olduğu halde Hz. İsa, insanların sarhoşluklarını arttırmak için suyu şaraba çevirmektedir. Bu, onun tebliğ görevinin özü ile bağdaşır mı? Hz. İsa’nın gösterdiği bu mûcizede onun tebliğine yardımcı olacak ne vardır?
Yuhanna’nın, Kana düğününde mûcize gösteren bir kişi olarak takdim ettiği Hz. İsa, bu takdime göre aslında, şarap içilen, sarhoşların kendinden geçtiği, kadın erkek herkesin beraber eğlendiği bir yere gitmiş ve orada muhtemelen şarap içerek sarhoş olmuş, bunlara ilâve olarak şarap bitince suyu şaraba çevirerek oradakilerin daha fazla içki içmesini ve sızmasını temin etmiş bir insan görünümündedir. Bu hal, bir tanrı için değil; herhangi bir sâlih insan için dahi uygun olmadığı halde, Yuhanna, Hz. İsa’yı bu şekilde takdim ediyor. Onlara göre İlâhî vahiy ile hatasız yazılmış olan İncillerde bu ifadeler yer alabiliyor. (8)
Hıristiyanlıktaki “ekmek şarap âyini”, şaraba kutsallık verirken, aynı zamanda hıristiyanların şuur altlarına gizli bir sadizm ve kan dökücülük duygusunu yerleştirir. Şarabın Hz. İsa’nın kanını, ekmeğin de onun etini temsil ettiğini İnciller haber verir (Markos, 14/22-24, s. 52). Bu ekmek şarap âyininde bir yandan bir insanın veya tanrının etinin yendiği, bir yandan da onun kanının içildiği duygusunu yıllarca hissederek büyüyen hıristiyan çocuklar, insan öldürmekten ve kan dökmekten korkmaz hale gelmektedir.