Sözlük anlamı alışverişte
el tutuşup karar vermek, satış akdi yapmak, anlaşmaktır. İsla-mi terminolojide
"siyasi veya askeri şartların gerektirdiği vasıflardan biriyle ehliyeti
olan lidere, her türlü şartlarda itaat etmek üzere, ehl-i hail ve'l-akd
sınıfına girenlerin ahidleş-mesi"dir. Gündemdeki konuya göre beyat'ın da
mahiyeti değişebilir. Resulullah (s.) döneminde yapılan bcyatlan beş bölümde
incelemek mümkündür:
1- İslam'a
yapılan beyallar (ancak, bu tür beyallar peygamberimizden sonra
gerçekleşmemiştir. İslam'a girecek olanlar beyatsiz girmişlerdir. O'nun
döneminde de, beyatle müslüman olmanın herkes için söz-konusu olduğu sabit
değildir;
2-Yardım ve korumaya yapılan beyatlar;
3- Cihada yapılan bc-yatlar
4- Hicrete yapılan bcy'atlar;
5- İtaat ve bağlılık beyatları.
Bey'tti mutlak olarak
işlendiğinde son şıkkı kastedilin ktedir. Tam anlamıyla ilk beyat,
Akabe beyandır. Akabe
beyatı Medine İslam Devleti'ne zemin oluşturması, devletin kurulmasında ilk
isimler olacak davetçilerin belirlenmesi bakımından Siyer'de önemli konular
arasındadır.
Bir beyatm Şerilik
vasfı alabilmesi için şu şartlan haiz olması gerekir:
1- Bey'at edilen şahısta İmamel'te aranan şartlar
bulunmalıdır; (Darbe ve galebe yoluyla İmamet makamını işgal edenlerle ilgili
özel fıkhi hükümler bu kayıttan İstisna edilmiştir),
2- İmama beyat eden kişiler -beyatın resmiyet alabilmesi
noktasında- Ehl-i Hail ve'1-Akd'dcn olmalıdır. İmam Buharİ'nİn Hz. Ömer'den
(r.) rivayet ettiği şu sözü bu şarta ışık tutmaktadır: "Müslümanların
meşvereti olmadan bey'at eden, -o ve beyat eden kimse- kendini aldatıp ölüme
itmiştir." (Fethu'1-Bârî, 12/149);
3- Bey'at edilen beyatı kabul etmelidir. Farz-ı ayın
olmadıkça kimseye beyat edilmeye zorlanamaz.
4- Beya-tııı bir kişiye olması gerekir. Yeryüzünde aynı
anda iki kişiye, "müminlerin imamı" vasfıyla bey'at edilemez;
5- Bcy'atın söz ve eylem olarak, Allah'ın kitabı ve
Resulü'nün (s) Sünnet'İ üzerine olması şarttır. Bu kayıtla, beyat edilen
kişinin uygulamalarında daha sonra Kur'anve Sünnet'İ aşan eylemler görülmesi halinde,
azlin Şer'i bir sorumluluk olarak gündeme gelmesi garanti edilmiş olmaktadır.
6- Bey'at edenin tam bir hürriyete sahip olması
gerekir. Zorlama yolu İle insanlardan beyat alınamaz;
7- Bey'at şahidlerlckuvvetlendirilmelidir. Ancak,
bey'at in kalabalık bir kitle tarafından yapılacağı gözönünc alınmış ve bu
şart, ulemanın çoğunluğunca şartlar listesine dahil edilmemiştir.
Kur'an'da ahde vefayı
emreden ayetlerin ye-kününden beyatı bozmanın caiz olmadığı kanaati hasıl
olmaktadır, (bkz. İsra, 34; Maide, 1; Nahl, 91) Şer'i bir gerekçe olmadan
itaat, vefa ve yardım üzere beyat eden bir müslüma-nın beyalını geri alması
büyük günahlardan sayılmıştır. Buhari ve Müslim'in rivayet ettiği bir hadiste
şöyle denmiştir: "Emirinden hoşlanmadığı bir şeyi gören sabretsin. Çünkü
cemaati bir karış terkedip ölen, cahiliye ölümü ile ölür."
Beyatı İmamın kendisi
alabildiği gibi tayin ettiği temsilciler de alabilir. Bey'at genelde üç türlü
gerçekleşegelmiştir.
1- Elle musafaha-to-kalaşma ve sözleşme. Bey'at-ı Rıdvan
böyle gerçekleşmiştir (Fetih, 19);
2- Yalnızca konuşma: Kadınların beyatı böyle olmuştur.
Sahih hadislerde Resulullah (s.) 'in hiçbir yabancı kadının elini tutmadığı
haber verilmiştir;
3- Yalnızca yazı ile beyat.
Şer'i bir bey'at
normalde iki merhalede sonuçlanır: Birinci merhalede Ehl-İ hail ve'l-Akd
bey'at eder. Asıl olan da bu beyattir. İkinci merhalede de diğer insanların
beyatine geçilir. İslam tarihinde günümüze örnek teşkil edip .uygulanabilirliği
açısından en güzel bey'at Örneği, Hz.Ebu Bekir'e (r.) yapılan beyattir.
Nureddin YILDIZ Bk.
Azl; Ehl-i Hail ve'l-Akd; Hilafet; İmamet.