HARAM

 

Yapılması dini bakımdan yasaklanan herhangi bir şey. İçki içmek, kumar oyna­mak, zina yapmak, başkasının malını hak­sız yere yemek gibi.

Haramlar Haynihİ haram, ligayrihi ha­ram kısımlarına ayrıldığı gibi, haram-ı kati ve haram-ı zannî kısımlarına da ayrı­lırlar.

Liaynihi haram: Kendisinde bulunan bir kötülük ve zarardan dolayı yasaklanmış olan şeye denir. Ölü hayvan eti yemek, şa­rap içmek, kumar oynamak, zina etmek, hırsızlık yapmak ve haksız yere adam öl­dürmek gibi.

Bunları hiçbir mükellef işleyemez. Bu yolla hiçbir hukuki sonuç elde edilemez. Bir sözleşmeye konu olmuşlarsa, sözleş­me geçersiz sayılır. Ölü hayvan etinin ve şarabın alım satımı yapılamaz. Kumar ve hırsızlık yoluyla elde edilen mallar mev­cutsa aynısının, yoksa bedelinin sahibine geri verilmesi gerekir. Zina ile ne neseb, ne de miras sabit olur.

Bununla birlikte zaruri durumlarda liay­nihi haram kapsamına giren şeylerden bir kısmı yapılabilir. Açlıktan ötürü öleceğin­den korkanlar ölü hayvan etini yiyebilir­ler. Boğazına tıkanmış bir şeyi gidermek için içecek başka bir şey bulamayanlar şa­rap içerek onu giderebilirler. Ancak bunlar, zaruret miktarıyla sınırlı olarak yapıla­bilir.

Ligayrihi haram: Kendisinde haramhk bulunmayan, fakat başka bir sebepten do­layı haram olan şeye denir. Başkasının malını haksız yere yemek ve Cuma nama­zı vaktinde ezan okunurken alışveriş yap­mak gibi. Başkasına ait olan bir elmayı ye­memizin haram olması, o elmanın kendi­sinden değil, elma sahibinin onu yeme­miz için bize izin vermemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Cuma vaktinde ezan okunurken yapılan alışveriş, başka zaman­larda yapılan alışverişlerden farklı bir ya­pıya sahip olduğu için haram değildir. Ha­ram olması, o saatte alışverişin yasaklan­mış olmasından dolayıdır.

Haram-ı kafi: Şer'i bir delilin açık ve ke­sin ifadesiyle sabit olan, yani ya Kur'an, ya da bir hadis-i şerifin açık ifadesiyle be­lirlenmiş olan haramdır. İçki içmek, zina yapmak, anaya babaya asi olmak, kadınla­rın aralarında ebedi evlenme yasağı olma­yan erkekler karşısında mahrem yerlerini açmaları gibi. Haramın bu çeşidini inkar etmek, kişinin dinden çıkıp kafir olması­na sebep olur.

Haram-ı zannî: Müctehidlerce kesin bir delile yakın derecede kuvvetli görülen zanni bir delil ile sabit olan haramdır. Ha­ramın bu çeşidi itikat, yani inanç bakımın­dan 'haram-ı katT gibi değildir. Dolayı-sryle bunu inkar eden kafir olmaz. Fakat işlenmemesi bakımından haram-ı kat'î gi­bidir.

Haram-ı kat'îde mezhepler arasında hiç­bir ihtilaf görülmez. Fakat haram-ı zannî üzerinde mezhepler arasında ihtilaf var­dır. Bir mezhep herhangi bir şeyî bu saha­ya soktuğu için haram saydığı halde, di­ğer bir mezhep aynı şeyi helal sayabilir. Örneğin Hanefi mezhebi kesin bir delile

yakın derecede kuvvetli gördüğü zanni bîr delile dayanarak balık dışındaki deniz ürünlerinin yenmesini haram saymıştır. Fakat Maliki mezhebi ile Şafiî mezhebi konu ile ilgili nasların genel ifadesine bağ­lı kalarak bütün deniz ürünlerini helal say­mıştır. Böylece, örneğin karidesin yenme­si Hanefî mezhebinde haram olduğu hal­de, Şafii ve Maliki mezheplerinde helal­dir. Fakat domuz etinin ve ölü hayvan eti­nin yenmesi Kur*ân'm açık ifadesiyle ya­saklandığı için bu konuda hiçbir mezhe­bin farklı bir görüşü yoktur.

Abdülaziz BAYINDIR Bk. Helal.