Genel olarak XVIII.
yüzyıldan günümüze kadar bir kısım düşünürlerin, Kant'in felsefe öğretisini
kendilerine çıkış noktası olarak alan düşünce eğilimlerine bu ad verilir.
Kant'm aşkın idealizmiyle eleştirici bilgi teorisi bu eğilimlerin aldığı temel
olarak ortaya çıkmaktadır. Kant'ın felsefe öğretisini iki alan çerçevesinde
temel alanları üç ana akım içinde toplamak mümkündür: Klasik Kantçılar,
Kant-son-rası ve Yeni-Kantçılar.
1786'dan sonra Kant'm
felsefesini benimseyen gerek öğrencileri, gerekse yorumcuları şunlardır:
C.E.Schimid, L.H. Jakob, Tittel, S.Beck, Vaihinger. Aynı dönem içinde bazı
düşünürler Kant'a karşı eleştiriler yöneltirken, onun felsefi öğretisini aşma
çabasını da gösterdiler. Weisha-upt, K.L.Reinhold, SalamonMaimon, Sc-hulze,
F.H.Jacobi, Bardili, Herder bunlar arasında yer alır. Bu filozoflar klasik
Kantçılık çerçevesinde kabul edilirler.
Kant'a karşı çıkma,
onun eleştirici felsefesini aşma eğilimi, özellikle nesnenin a priori olarak
kurulmasına yönelme, Kant-sonrasi Fichte, Schelling ve He-gel'in büyük ve köklü
metafiziklerinin kurulmasını hazırlamıştır. Schelling'in "tabiat
felsefesinin Alman romantizmini etkilemesi bu bakımdan önemlidir. Romantizm,
kapsayıcı ve tanımlanması pek kolay olmayan, fakat temelde mekanikçi görüşlere
karşı şiddetle karşı çıkan, hayat ve ruhu yücelten bir akımdı. Kant bu akımların
ulaşacakları hedefleri aklî yollarla ortadan kaldırmaya giriştiyse de, yine de
geriye başka bir araç, yani akıldan vazgeçme kalıyordu. Kuşkusuz akıldan vazgeçen
kişiler, yani dünyanın bilimsel yönden tasvirinin kuruluğundan sıkılmış olanlar,
akla dayanan bilime karşı duyguyu, hayatı dinî temel alan hakikate ulaşmada
bilimin yönteminden başka yolların da bulunduğunu ileri süren şairler,
sanatçılar ve yazarlardı.
Yine Kant-sonrası
düşünce akışı içinde Hegel'in "diyalektik idealizmi", Hegelcili-ği
etkilemesi yanında, tam karşıtı olan Marksizmin meydana çıkmasına da ortam
hazırladı. Hegel, gerçekliği tez ve an-ti-tez ile senteze giden salt aklın
diyalektik gelişimi olarak tasarlar. Hegelci felsefe temelde tümel bir
akılcılık yanında romantik bir nitelik taşır. Fakat kısa bir süre sonra bu
idealizmin yerini, bilimi temel alan farklı sistemler alacaklardır. Sözgelimi
Alman maddeciliğiyle birlikte Feu-erbach, J.Moleschott, L.Buchner, Kari Vog
gibi düşünürler ruhun varlığını bile inkar ederlerken, radikal bir determinizmi
savunuyorlardı.
XIX. yüzyılın İkinci
yarısıyla XX. yüzyılın başlarında gerçek Kantçı kritİzme yönelim başladı. Bu
hareket içinde Fransa'da C.Renouvier Cournot'dan başka, özellikle Fransa'da
Comte tarafından kurulup İngiltere'de J.S. Mili, Almanya'da E.Laas ve Jodl'un
temsil ettikleri pozitivizm etkili olacaklardır.
Öte yandan bu dönemde
izafiyetçilik ve idealizmi temel alan Yeni-Kantçılık akımı ortaya çıktı. Bu
akımın Almanya'da temsilcileri Otto Lîebmann, F.A.Lange, A.Riehl'dir.
Yeni-Kantçılık İngiltere'de Thomas Hill Green tarafından yayılırken,
F.H.Bradley, B.Bosanquet ve J.Mc Taggart gibi idealistler de bu akımın etkisinde
kaldılar. İtalya'da C.Cantoni, G.-Barzelotti, A.Chiappeli, Danimarka'da
Höffding bu akımın temsilcileri arasında sayılır. Ayrıca R.Avenarius ve
E.Mach'ın amprio-kritisizmİ, Fransa'da "bilimlerin eleştirisi" akımı
temsilcileri olan J.Lache-lier, E.Boutroux, H.Bergson, H.Poinca-re, P.Duhem de
farklı biçimlerde Yeni— Kantçılığın etkisini felsefelerinde yansıtırlar.
XIX. yüzyılın
sonlarıyla XX. yüzyılda Alman felsefesinin en etkili akımı olan
Ye-ni-Kantçüık, temsilcilerinin geliştirdiği felsefi öğretiler içinde ortaya
konulmuştur. Tek tek bilim dallarıyla dinin etkilerinin yoğunlaştığı
Yeni-Kantçılığm bu aşamasında temsilciler, birçok başka filozoftan yararlanma
yolunu izleyerek kendi sis-temlerini oluşturmaya çalışmışlardır. Böylece
nesnel idealizme daha çok yaklaşarak, pozitivizm, deneysel eleştiricilik, hayat
felsefesi, fenomenoloji, Yeni-Hegelci-
Uk, varoluşçuluk ve
yeni-ontoloji gibi felsefi öğretileri hazırlamışlardır.
Yeni-Kantçılık
sistematik bakımdan iki okula ayrılır: "Marburg Okulu", "Baden
Okulu" ya da "Güneybatı Freiburg Okulu" . Bu iki okulun dışında
ortaya çıkan, fakat sınırlı bir etki doğuran yeni-eleştirici-lik adıyla
bilinen bir akımı daha saymak gerekir. A.Riehl, Paulsen, Maier'in temsil
ettiği bu akım gerçekçi bir yaklaşımla Kant'ı tarihsel olarak doğrulamayı amaçlamış,
öteki Yeni-Kantçılardakİ öznel-İ-dealist yorumları bir tarafa bırakarak
"kendinde şey"i Kant felsefesinin Özü olarak almışlardır.
G.Simmel, J.Volkelt, L.Klages
gibi düşünürler de Yeni-Kantçı akım içinde sayılmaktadırlar. XX. yüzyılın
başlarında siyasi ideoloji üzerinde Bernstein, Adler, Vorlander gibi Yeni—
Kantçılar etkili olmuşlardır,
Yeni-Kantçıhğın okul
düzeyinde temsilcisi olan "Marburg Okulu"mın başlıca
fi-zolofları Hermann Cohen,
P.Natorp, Ernst Cassirer, K.Vorlander'dif. Bu okul Kant'in öğretisindeki
maddeci eğilimleri bir tarafa atarak, öznel idealizme bağlanırlar. Felsefe,
öznel bilimlerdeki gibi bir yöntem ve mantıktır. Bilgiyi kavramsal ya da
matematiksel olarak tanımlayan Marburg Okulu, dış dünyaya verin bir şey olarak
değil, bilinç yoluyla kurulacak bir şey olarak bakarlar. Dolayısıyla felsefenin
konusu bilimdir, bilime ilişkin düşünce değil, bilim düşüncesidir. Bilgiyi
duyu verilerinden ayırmaya ve bilmeyi sadece mantıksal kavramlar üretmeye
dayandırırlar. Bu nedenle "Marburg Okulu", "mantıkçı
idealizm" olarak da nitelenir.
"Marburg
Okulu"nun bilgi teorisinde Yeni-Kantçı önermeleri benimsemeyen "Baden
Okulu", değer sorunu üzerinde durur.
"Baden Okulu"nun temsilcileri
Wilheİm Windelband, Heinrich
Rîckert, E.Tröltsch ve B.Bauch'dur. Bunlara göre felsefenin temel sorusu
varlığa ya da nesnel olana ilişkin değil, olması gerekene ilişkin bir sorudur:
"Dünya sorunundan Önce değer sorunu gelir". Doğa bilimi yöntemi
yerine tarihsel yöntemi koyarak kültürel değerlerin ferdi gelişmesinin bilimi
olarak tarih bilimini ele alırlar.
(SBA)
Bk. Diyalektik
Materyalizm; Hegelcilik; İdealizm.