LOKAVT

 

Lokavt, toplu iş uyuşmazlıklarında, bir iş mücadelesi aracı olarak işçilerin bir sü­re için" kapı dışarı edilmeleri" anlamını ta­şır. İşyerinde faaliyetin tamamen durma­sına sebep olacak tarzda, işveren veya iş­veren vekili tarafından, kendi girişimiyle, ya da bir işveren sendikasının verdiği karar ra uyarak işçilerin topluca işten uzaklaştı­rılmalarına "lokavt" denir. Ancak bu ta­nımdaki "İşten uzaklaştırma", hizmet söz­leşmelerinin feshi anlamında değildir. Grevde olduğu gibi, lokavt süresince hizr met sözleşmeleri "askıda" kalmaktadır..

Lokavtın üç ana unsuru vardır:

 1)İşçile­rin topluca işten uzaklaştırılmaları,

'2) İş­yerinde faaliyetin tamamen durmasa

 3) İşverenin kendi teşebbüsü İle veya işve* ren sendikası kararma uyarak: harekete geçmesi.                                             

Lokavtın bir iş mücadelesi araa olarak meşru sayılıp sayılamayacağı meselesi, öl*' kelere göre farklılık göstermektedir. Sos­yalist ülkeler lokavta, meşruluk tanımaz­ken, kapitalist ülkeler bu iş mücadelesi aracına değişik ölçüler içerisinde meşrui­yet tanımaktadırlar. Fransa, İtalya, Belçi­ka, Hollanda, Lüksemburg, İngiltere, Da­nimarka, Portekiz, Avusturya, İsviçre ve Federal Almanya'da lokavtı düzenleyen bir kanun hükmü yoktur. Federal Alman­ya ve İngiltere yargı kararlanyla, İskandi­nav ülkelerinden bazıları da anayasal ve yasal düzenlemelerle, lokavtı meşru bir toplu iş mücadelesi aracı saymaktadırlar. Fransa ve İtalya' da ise lokavt hukuka aykı-n sayılmaktadır.Lokavtın, işverene tanınmış bîr hak ola­mayacağını savunanlar şu gerekçeyi ileri sürmektedirler: Emeği ile yaşayan mil­yonların, insanca yaşama şartlarına kavuş­maları için başvurulan grevle, milyonları sadece birkaç kişinin özel çıkan için işsiz­liğe ve açlığa mahkum etme yetkisi veren lokavt eş tutalamaz. Grev bir hak iken, lo­kavt hukuken meşru sayılmaması gere­ken bir eylemdir.

Lokavt, başlama anına göre, "saldırı lo­kavtı" ve "savunma lokavtı" olarak ayrıma tabi tutulmaktadır. Saldırı lokavtında, ön­ce işveren lokavt ilan etmek suretiyle mü­cadeleyi başlatmakta, savunma lokavtın­da ise, grevden sonra lokavta gidilmekte­dir. Türk hukukunda saldırı lokavtı yasak­lanmıştır.

Lokavt, amacına göre de kısımlara ayrıl­maktadır. "Dayanışma lokavtı" olarak ad­landırılan lokavt türü, başka işyerlerinde yapılan lokavtları desteklemek amacını ta­şır. "Siyasi lokavt" ise, devlete yönelik ola­rak, politik amaçlarla yapılan lokavttır. Türk hukukunda bu tür lokavtlar yasak­tır. Ancak "mesleki amaçlı lokavt" yapıla­bilir.

Türkiye açısından, 1936 tarihli ve 3008 sayıhilk İş Kanunu, grev ve lokavt yasağı koymuştu. 1961 Anayasası, grev hakkını tanımış olmasına karşılık, lokavttan söz etmemiştir. Bu durum karşısında 1963 ta­rihli ve 175 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nda, lokavtın dü­zenlenmesini Anayasaya aykırı görenler olmuşsa da, Anayasa Mahkemesi 1967'de verdiği bir kararla lokavtın Ana­yasaya aykırı olmadığı sonucuna varmış­tır.

1982 Anayasası ise, "grev hakkı ve lo­kavt"! düzenlerken, lokavtı bir "hak" ola­rak nitelemekten özenle kaçınmıştır. Ancak, bu ifade tarzı, lokavtın bir hak olma­dığı sonucunu doğurmamakta, sadece grev hakkına denk bîr hak olmadığı şeklin­de yorumlanmaktadır. Nitekim, lokavta sadece bir grev halinde başvurulabilecek, yani yalnızca "savunma lokavtı" yapılabile­cektir.

1983'te çıkartılan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu' na gö­re, kanuni bir lokavtın şu nitelikleri taşı­ması gerekir: 1) Lokavt, bir toplu iş söz­leşmesi yapılırken ortaya çıkan menfaat uyuşmazlıklarında yapılabilir. Toplu iş sözleşmesi mevcutken ortaya çıkan hak uyuşmazlıklarında lokavta gidilemez, 2) İşçi sendikasının aldığı bir grev kararı üze­rine, işveren tarafı lokavta gidebilir, 3) Lokavt karan kanundaki usule göre alı­nıp uygulanmalıdır, 4) Lokavt mesleki amaç taşımalıdır. Siyasi amaçlı lokavt, ge­nel lokavt ve dayanışma lokavtı kanun dı­şıdır, 5) Lokavtın kanunda yasaklanma­mış bir işte ve zamanda yapılması gere­kir.

Kanun dışı bir lokavt halinde, işçiler hiz­met sözleşmelerini tazminat ödemeksizin sona erdirme hakkına sahip oldukları gi­bi, işveren, lokavt süresince işçilerin hiz­met sözleşmesinden doğan bütün hakları­nı ve uğradıkları zararları, bir iş karşılığı olmaksızın ödemek zorundadır. Bu ilke hemen hemen bütün hukuk sistemlerinde kabul edilmiştir. Ayrıca kanunlarda, ka­nun dışı bir lokavt halinde uygulanacak ce­zai müeyyideler de yer almaktadır.

Mehmet MURAT Bk. Grev.