ŞARTLANDIRMA

 

Şartlandırma, aslen bir refleks veya tepki ile bağlantısı olmayan bir uyaranın bağlan­tılı hale gelme sürecine işaret eder. Kavram yalnızca psikolojide teknik bir bilimsel an­lama sahiptir. Bu disipline göre iki ana şart­landırma tipi olduğu görülebilir:

 a) Klasik şartlandırma, ki Pavlov'un şartlanmış salya salgısı deneylerini izler ve,

 b) Araçsal veya uyanmsız şartlandırma, ki B. F. Skinner'in bulmuş olduğu deney farelerinin manivela­ya basmasını içerir.

1- Klasik şartlandırma Pavlov'un köpek­lerde şartlanmış salya salgısı (şüphesiz baş­ka hayvanlara ve başka tepkilere de uygula­nabilir) örneğine uyar. Bağımsız (nötr) şart­lanmış uyaranın, şartlanmamış uyaranla tekrarlayan bir biçimde bir arada verilme­siyle, şartlanmış uyarana verilen orijinal tepkinin (aynı şekilde tekrarı veya bir kısmı olabilir) elde edilmesidir.

2- Araçsal veya uyanmsız şartlandırma, pekiştiriri uyaranın (Pavlov'un şartlanma­mış uyaranına eşdeğerdir) tek başına oluş­ması halinde ortaya çıkar. Bu yüzden güç­lendirilmiş cevap, pekiştiriri uyaranın orta­ya çıkardığından daha ziyade pekiştiriri uyaranı üreten, ona yol açan şeydir.

Psikolojide şartlandırma kimi zaman uyaran-yerine koyma şeklindeki çağrışım­sal Öğrenme kavramına işaret etmek için kullanılır. Bu kullanımda Pavlov'un deneyi daha genel bir öğrenme ilkesinin özgün bir halidir. Eğer öğrenme ve şartlandırmanın aynı olduğu varsayüırsa, eğitim veya tercü-be aracılığıyla elde edilmiş herhangi bir şe­yin aynı zamanda 'şartlandırılmış' olması da gerekmektedir. Sosyolojide ve sosyal psi­kolojide bu bir dereceye kadar müphem kullanım, bazılarınca sosyal davranışın iç­güdüsel olduğu iddiasını reddetmenin te­meli olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden ör­neğin W. I. Thomas, "Pavlov'un şartlı ref­leks üzerine ilk deneylerinden beri şartlı tepki hakkındaki bilgimiz artmıştır ve bi­reylerin, ırkların, ulusların karakteristik davranış özellikleri, biyolojik kalıtım, eşey hücre plazması ve yapısal farklılık sorunları önemlerini büyük ölçüde yitirecek kadar fazla miktarda bir dizi şartlandırmanın bir sonucu olarak görünmektedir" demiştir.

Tercih edilen kullanımın yine de her öğ­renmenin belirli öğrenme biçimlerinin yer aldığı deneylere gönderme yapan şartlan­dırma olduğu görülür. Bu daha sınırlı bakı­şa göre, eğer bir şey klasik veya araçsal şart-landırmanınkilere yakından benzeyen dü­zenlemeler içinde Öğrenilmişse, o yalnızca şartlandırma aracılığıyla elde edilmiş de­mektir. Aynı iddia sahipleri sosyal öğren­menin bir çok kısmının da böyle durumlar­da oluştuğunu söylerler, ama yalnızca B. F. Skinner böyle bir iddianın temeli olabile­cek teorik özelliklerin aşamalarını ortaya koymuştur. Çeşitli nedenlerle bir çok sos­yal bilimci, şartlandırmanın sosyal düşünce ve eylemin karmaşık biçimleri için uygun bir açıklama olamayacağına inanmışlardır;

hatta kavramın kendisiyle ilgili bir uzlaş­manın henüz sağlanamamış olması nede­niyle kavramın kendisinin son tahlilde yu-kardaki düşünceyi ispat amacıyla kullanıla­bileceğine inanırlar.

(SBA) Bk: Öğrenme.